Gençleşmek Çok Kolaymış
Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.
Toplum içinde yaklaşık her 5 kişiden birinde tedavi gerektirecek düzeyde ruhsal bozukluk gözlenebilir. Depresyonun tanınması her zaman kolay değildir. Bazen hastalar depresyonu anlatmakta güçlük çeker, ağrılardan, çarpıntı ya da bulantıdan yakınarak kederlerini, yaşamdan tat almadıklarını anlatmaya çalışabilirler. Depresyondaki kişilerde günlük etkinlikleri ilgi ve istekle yapabilme ve yaşamdan zevk almanın yerini üzüntü, keder, mutsuzluk, karamsarlık, umutsuzluk, suçluluk gibi duygular ve düşünceler alabilir. Temel olarak kişilerde üzgün olma hali ve her şeye karşı ilgisizlik vardır. Bunlara ek olarak kişiden kişiye değişmekle birlikte yorgunluk, uyku bozukluğu, iştah bozukluğu, dikkatini toplama güçlüğü, kendine güvende azalma, değersizlik düşüncesi, cinsel bozukluklar ve en ağırı intihar düşüncesi de bulunabilir. Eğer bu duygu ve düşüncelerden en az 5 tanesi 2 hafta süreyle mevcutsa depresyonda olmanız olasıdır.
En fazla yaşlı nüfusta görünen bu sessiz hastalık günümüzde pandemiyle birlikte genç nüfusu da etkisi altına almıştır. Özellikle eğer diabet (şeker) hastalığınız varsa veya geçmişte kalp krizi geçirme öykünüz bulunuyorsa, ailenizde bildiğiniz depresyona meyilli kişiler varsa depresyona yakalanma olasılığınız normalden biraz daha fazladır.
Kullandığınız ilaçlar ve maddeler de depresyona girmenizi sağlayabilmektedir. Bunlardan bazıları; Antihipertansifler: ß-bloker, metildopa, reserpin, dijital, prokainamid, kontraseptifler, benzodiazepinler, kortikosteroid, H-2 reseptör antagonistleri, kanser kemoterapisi, İnterferon, alkol, opiat, anabolik steroidler, amfetamin, anti-inflamatuar: indometasin, fenilbutazon, pentozokain. Eğer bu etkin maddelere sahip ilaçları kullanıyorsanız ve depresyona girdiğinizi düşünüyorsanız. İlaçları kullanmayı bırakmak yerine doktorunuza ve eczacınıza danışın ve birlikte bir yol haritası çizin.
Lohusa Depresyonu;
Lohusa depresyonu, annelerde doğum sonrası şiddetli ve uzun süren olumsuz duygulara neden olan bir sağlık sorunudur. Lohusa depresyonu mutlaka ilk doğumda değil, sonraki doğumlarda da baş gösterebilir. Genellikle bebek doğduktan 1 ya da 3 hafta sonra başlar, ancak bazı kadınlarda birkaç ay, hatta bir yıl sonra bile başlayabilir.
Doğum yapan yedi kadından biri, bu sorunu yaşamaktadır. Depresyon tanısı konan kadınların yaklaşık yarısı, belirtilerini gebelik sırasında yaşamaya başlamış olabilir. Eğer belirtiler aylar sonra bile geçmezse doktorunuza danışmanız gerekmektedir.
Bir psikiyatriste/ psikoloğa danıştıktan sonra depresyon tanısı aldıysanız;
Son olarak; Her kötü hissettiğiniz zaman depresyondasınız demek değildir. Depresyon, kişilerin hayatını çok büyük ölçüde etkileyen ciddi bir hastalıktır ve doktor kontrolünde tedavi edilmesi gerekmektedir. Yakınlarınızda, sevdikleriniz arasında yukarıda saydığım belirtileri gördüğünüz kişiler varsa ona yapabileceğiniz en büyük iyilik hoşgörüyle yaklaşmak ve doktora gitmesi için teşvik etmektedir.
Kaynaklar;
Ecz. N. Nazlı OKAY
Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.
Down Sendromlu Bireyler Spor Aktivitelerine Yönlendirilmeli
Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.
Ruh sağlığınız için denge şart: Beden, iş ve başarı, ilişkiler ve gelecek beklentilerinize eşit enerji harcayın.
Vazgeçememenin Ağır Yükü: Concorde Sendromu
Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor.