Sinirliyim Öyleyse Açım...

Sinirliyim Öyleyse Açım...

Bana hemen çocukluğumu anımsatır Ramazan’ın gelişi..

Dumanı üstünde sıcacık çorbanın başında 100 metre engelli koşucusu gibi tetikte bekleyişler çocuk aklıyla ya da Ramazan pidesinin en susamlı yerini kapmak için kardeşimle verdiğimiz omuz omuza mücadeleler.. Tabii ki bu iftar vakti anıları.. Peki ya günün öğle veya öğleden sonra vakitleri..?

Tutulan oruç kişinin metabolizmasına göre trafikte korna kullanma sıklığında artış, her söylenen sözde bir nifak tohumu arama çabaları, ses ayarlarında yükselme yada diş gıcırdatma şeklinde komplikasyonlar gösterebilir.. Herkeste olmamakla birlikte önemli bir sorudur bu:

 

ACIKINCA NEDEN SİNİRLENİRİZ?

Yediğimiz besinlerde bulunan karbonhidrat, yağ, proteinler sindirim sürecinde yapıtaşlarına ayrılır ve yaşamımız için gerekli enerjiyi bize sağlar. 

Son lokmamızla birlikte ise kandaki seviyeleri yavaş yavaş azalmaya başlar. Bunlardan vücudumuzun birincil olarak kullandığı karbonhidratların yapıtaşı olan glikoz özellikle beyin aktivitelerinin yerine getirilmesi için çok önemlidir. Bu yüzdendir ki yeri geldiğinde hem kimyager hem biyolog hem de bir fizikçi olan annelerimiz bizi şekerlerle sınavlara uğurlarlar.. Uzun süre açlık durumunda ise kandaki glikoz seviyesi düştüğünden odaklanma problemlerine hatta bazı durumlarda konuşurken kelimeleri unutmamıza bile neden olabilir. İşte tam bu anda beyin kandaki glikoz seviyesini tekrar yükseltmek için hormon salgılama emri verir. Bu acil durum stres hormonu ADRENALİNDİR.

Adrenalin yaşamımızın tehlikede olduğu durumlarda savaşma ya da kaçma kararı vermemizde etkili olan hormondur. Acil durumlarda insanların yüksek sesle konuşmasında da bu hormon etkilidir.

 

Sonuç küçük şeyleri büyütmek, bir parça sinirlenmek şeklinde ortaya çıkabilir, üstelik açlık süresi uzadıkça gerginlik artar.. Fakat mükemmel organizmanın buna da çaresi var. Açlık durumunda beyne salgılanan nöropeptid Y adlı kimyasal beyinde farklı reseptörlere etki ederek açlık ve öfke durumlarının düzenlenmesini sağlar.



Öyleyse Ey adrenalin denilen tek dişi kalmış canavar! Seni kontrol altına alabilirim, çünkü ben düşünebilen, muhakeme yeteneği, bilinci ve nöropeptid Y'si olan bir canlıyım. Acıkabilirim de ama her işi uzmanına danışmak gerektiği bilinciyle diyetisyenlerin önerdiği şekilde bir yemek programıyla yardımlaşmanın, hoşgörünün, güler yüzün esas olduğu amacına uygun bir Ramazan ayı geçirebilirim. Hepimiz için sevgi saygı ve hoşgörü vakti..

Mutlu kalın..

 

Ecz. Esra Haneci Gerçeker

DİĞER HABERLER
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği
Ağrılarınızı Bitirmek İçin 5 Yöntem

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.