Bir Akne Hikayesi

Bir Akne Hikayesi

 

Hande Nur Güler 

 

BİLİNEN AKNE TEDAVİLERİNDEN FARKLI OLARAK... SABRIN SONU GÜZELLİK MİDİR?


Sevgili okuyucular hepinize merhaba. Evet biliyorum bu konu hakkında çoğunuz birsürü yazı okudunuz farklı farklı yöntemler, tedaviler maskeler vs. vs. denediniz ama her şeye rağmen sivilceleriniz hala sizlerle... Belki bu yazıdan bir fayda görürüm dediniz ve okumaya başladınız...

 Nereden mi biliyorum?  4 ay önceye  kadar ben de  sizlerden biriydim…

 Neden şimdi değilsin diye soranlara? ARTIK SİVİLCELERİM YOK!! Üstelik paylaşılmayı bekleyen bir sürü bilgi ve deneyimlerim var.Bu bilgi ve deneyimleri 6 sene süren akne tedavime ve okuduğum bölüme borçluyum. Ben de sizlere sabretmeniz gereken sürenin azalması adına bu süreçte öğrendiklerimi aynı zamanda deneyimlediklerimi anlatacağım. İsterseniz başlayalım…

Eminim çoğunuz biliyorsunuzdur ama ben yine de bir hatırlatma yaparak akneyi tanımlayacak olursam; halk arasında sivilce olarak adlandırılan, kıl folikülüne yerleşmiş kabarıklıklar, komedonlar (siyah noktalar), şiddetli olgularda yangısal olabilen kabarıklıklar, içi iltihaplı lezyonlar, nodüller ve kistleri biz akne olarak adlandırıyoruz. Akne vulgarise bağlı belirtiler en çok, deride yağ bezlerinin yoğun olduğu yüz, gövde üst bölümü ve sırtta ortaya çıkar. 

Akne tedavisi kademeli olarak ilerleyen ve sabır isteyen bir süreçtir. Ben birçok kombine ilaç tedavisi uyguladım ama aynı zamanda bilinçsizce birçok hata yaptım ... Ben yaptım siz yapmayın diyedir bütün bu yazdıklarım...

Akneleriniz çıkmaya başladığında lütfen bunu geçiçci bir sorun olarak görmeyin (hayatınızın merkezine kocaman bir problem olarak koyun demiyorum ama sorunun kaynağının ne olduğunu bilmeden çözüm yoluna gitmek benim gibi altı senenizi alabilir…) altında yatabilecek sebepleri araştırın gerekli tahlilleri aksatmayın.

Peki bu sebepler ne olabilir diye soranlar içi kısaca özetleyecek olursam akneler;

Akne tedavisine başlamadan önce aknenin geçici bir sağlık sorunu olarak görülmemesi, mutlaka etkenin ne olduğunun tespit edilmesi gerekir. Akneler birçok sebepten oluşmuş olabilir.

Dönemsel olarak genelde 12-13 yaşlarında ergenliğe girmeyle beraber başlayan akneler 25 yaşına kadar görülmeye devam edilebilir.

Polikistik over gibi  hormonların etkilemiş olduğu hastalıklar akneye neden olabilir.Bu gibi durumlarda  akne tedavisinde hem dermatolog hem jinekolog ile işbirliği gerekebilir.

Çevresel etkenlere bağlı olarak oluşabilen klorakne (chloracne) ise dış alerjenlerden kaynaklandığında, bazı kimyasal ve kozmetik içeriklere bağlı olarak da ortaya çıkabilir. Kozmetik aknesi halinde bu ürünlerin  içinde yer alan aktif içerikler etkili olabilir.
 

Bizler genelde akne en şiddetli düzeye geldiğinde dermatoloğa başvuruyoruz fakat bu durum tedavimizi güçleştirmekte, tedavi süresinin uzamasına yol açmakta, hatta çok daha kuvvetli ilaçların kullanılmasını gerektirmektedir. Ayrıca geç kalınmış tedaviler sonrasında ciltte kalabilen izler eminim hiçbirinizin hoşuna gitmeyecektir…

Kendi akne tedavimden biraz bahsedecek olursam ilk olarak topikal uygulanan kremlerle başladım ama sadece krem sürüyordum sürdükten sonra cildimi güneşten korumadım makyaj yapmaya devam ettim sabahları akşamları yüzümü sıcak sıcak sularla yıkayarak iyice tahriş omasına sebep oldum… Daha sona bunlardan bir yanıt alamayınca başka bir doktora başvurdum bu sefer farklı kremlerle beraber  2 haftalık bir antibiyotik kullanma sürecim oldu (hala hormon ve kan testi yaptırmamıştım) çok uzun bir süre bu ürünlerle devam ettim evet  gözle görülür bir iyileşme olmuştu ama ilaçları bıraktıktan 1 hafta sonra hiç ilaç kullanmamışçasına tekrardan sivilceler çıktı. Cildimi bir süre dinlenmeye bıraktıktan sonra onu takip eden ilk eylül ayında tekrardan doktora gittim, bu kadar uygulamadan sonra geçmediği için benden kan ve hormon testleri istedi ve izotretinoin tedavisine başladık 6 ay süren tedavinin sonunda sivilce izleri kalsa da tabiri caizse sivilcelerimin kabası gitmişti ama şöyle bir durum vardı ki kuruluktan dökülen cildim 2 hafta içinde ilk günkü yağlı haline dönmüştü saçlarım sabahtan akşama yağlanmaya başlamıştı bile. Uzun bir süre dermokozmetik ürünlerle tedavimi destekleyip aknelere karşı cildimi korudum ama ne yazıkki yeterli olmadı tekrardan sivilcelerim çıktı. Son olarakta hormon ilaçlarıyla kombine olarak izotretionin kullandım biteli 4 ay oldu ufak tefek sivilce izlerim kalsa da istediğim sonuca bu sefer ulaştım şimdi yağlı hale dönen cildimi, dönem dönem değiştirdiğim ürünlerle koruyup temizliyorum.

Ben 6 sene yoğun bir şekilde akne tedavisi gördüm birçok ilaç kombinasyonu, cilt bakım ürünleri ve dermatolojik uygulamalar deneyimledim ve bu süreç içerisinde nelerin yapılmasından ziyade nelerin yapılmaması gerektiğini çok iyi öğrendim. Sonrasında eczacılık fakültesine girip bu işin doğrusunu öğrenince bilgilerimi sizlerle de paylaşmak istedim..

İlk olarak aknenin sebebinin araştırılması gerekrir bunun içinde dermatoloğunuzun  sizden isteyeceği bazı hormon ve kan testleri olacak ve ona göre bir tedavi yöntemi izleyecektir.

Akne tedavisinin basamak basamak ele alacak olursak  en önemli ve ilk basamak, tedaviye gerek kalmaksızın cildimizi akne oluşumuna karşı korumaktır.Bunu da düzenli olarak cildimizi (sabah akşam) temizleyerek, nemlendirerek, gerekirse tonikleyerek ve  bazı aralıkla  maske ,peeling vb uygulamalarla destekleyerek sağlayabilirsiniz.(Okurken biraz uzun gelmiş olabilir ama uygulamada çok fazla vakit almıyorlar!).Bununla beraber çok mecbur kalmadıkça ağır kapatıcılarla onları kapatmaya çalışmayın  son zamanlarda yapılan araştırmalarda korumacı yaklaşımlarda  probiyotik kullanımının ve probiyotik içeren kremlerin ciltteki tedavi edici etkileri ve akne oluşumunu engellediği görülmektedir.

İkinci basamak olarak antibiyotik ile beraber topikal cilt soyucu kremler kombine olarak kullanılır (günümüzde insanlarda gelişen antibiyoik direnci yüzünden antibiyotiğin tedavi edici özelliğinin azaldığı gözlemdendi).Eğer akneleriniz  çok şiddetli değil ve  sebebi de hormonal değilse (eğer hormonal kaynaklı ise bazı hormon ilaçlarıyla hormonlar düzenlenebilir) veya herhangi başka bir hastalıkla bağlantılı da değilse bu yöntem olumlu sonuçlar verir. Peki ya sonuç vermezse ...?

 

İşte bu basamakta A vitamini türevi olan ve retinoidler olarak isimlendirilen bir gruba dahil olan izotretinoin içeren ilaçlar kullanılır. Yapılan araştırmalara göre uzun süre antibiyotik kullanımından sonra bir yanıt alınmaması hastada skar gelişimine (sivilce izleri) yol açabilir. Bu nedenle izoretioinin kullanımı akne vulgaris tedavisinde daha erken safhalarda fakat daha düşük dozlarda kullanılmaya başlamıştır. Peki bu izotretinoin tedavisinde neler yapmalıyız neler yapmamalıyız nelere dikkat etmeliyiz? Okumaya devam...

İzotretinoin içeren ilaçlar sebum üretimini baskılayan ve aknenin oluşmasında rol oynayan patojenik faktörlerin hepsi üzerine etkili olan bir ajandır. Diğer akne ilaçlarına göre daha fazla yan etkiye sahiptir ve bununla beraber çok fazla kulaktan dolma yanlış bilgiye de sahiptir. En çok duyduklarımı sizlerle paylaşıp doğrusunu belirtmek isterim.

DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

1- İzotretinoin içeren ilaçlar infertiliteye (kısırlığa) yol açar. (İzotretinoinler teratojenik etkiye sahiptir yani gebelik söz konusu olduğunda embriyoda toksik etkilere sebebiyet verebilir ama bu kısırlığa yol açar demek değildir.  Zaten ilacı kullanmaya başlamadan önce bununla ilgili bilgilendirme doktorunuz ve eczacınız tarafından yapılmaktadır. İlacı bıraktıktan sonraki ilk 6 ayda hamile kalınması istenmemektedir.)

2-Böbrek ve karaciğer yetmezliğine sebep olur. (İlaca başlamadan önce karaciğer ve böbrek fonksiyon testleriniz yapılmakta ve bu değerler doğrultusunda doz ayarlamanız yapılmaktadır ama şöyle bir durum vardır ki karaciğerde en fazla depo edilen vitamin A vitaminidir ve herşeyde olduğu gibi A vitamininin de fazlası toksik etkilidir.)

3-Bu tedaviden sonra ne yaparsam yapayım bir daha akne oluşmaz X kişi kullanmıştı çok iyi oldu bende hemen başlayayım (Evet doğru diyebilmek çok isterdim fakat ne yazık ki böyle bir durum da söz konusu olamaz. En yakın yerden örnek verecek olursam kendim 6 ay arayla iki defa bu tedaviyi uyguladım ilk kullandıktan sonra büyük bir ihtimal olmasa tekrarlama olasılığı vardı ve ben de hiç ilaç kullanmamışçasına tekrarlamıştı. Her insanın genetik özelliği farklıdır bu sebeple her ilaç her hastada birebir aynı etki ve yan etkileri göstermez. Bu noktada “farmakogenetik” kavramına göz atmakta fayda var.)

4-Bu tedaviye başlayanlar depresyona giriyor, intihar etmek istiyor. (Stresin ve hormon bozukluklarının akne oluşumuna sebep olduğunu, aknelerin hastanın sosyal hayatını olumsuz etkilediğini ve hastaya kendini kötü hissettirdiğini düşündüğümüzde zaten bu tedaviye başlayanların çoğunda negatif duygu durumuna sahip olunması çok olası bir durumdur. Yine de ciddi bir duygu durum bozukluğu yaşadığınızı düşünüyorsanız mutlaka doktorunuzu ve eczacınızı bu konuda bilgilendiriniz)

TEDAVİ SÜRECİNDE BİLMEMİZ ,UYGULAMAMIZ GEREKENLER VE TAVSİYELER

1-Her ay düzenli olarak kan tahlillerinizi yaptırıp kolesterol düzeyiniz, karaciğer fonksiyonlarınız (ALT ve AST değerleriniz) ve böbrek fonksiyonlarınızı kontrol ettirmeli ve dermatoloğunuzla iletişim halinde kalmalısınız.

2-İlk zamanlarda aknelerinizde artış söz konusu olabilir bu sebeple kendi kararınızla ilacı bırakmak gibi bir hatada bulunmak yerine  doktorunuza veya eczacınıza bu durumu bildiriniz.

3-Kullanılan etken madde bir A vitamini olduğu için ve karaciğerinizi bol bol çalıştıracağı için bir yükte siz binidirip karaciğerinizi yormayın, yani günlük diyetlerinizde A vitamini çok fazla almamaya özen gösterip (domates,havuç,marul,ıspanak,yumurta,süt ,yoğurt,peynir,somon balığı,... ), kızartmalar ,asitli içecekler,şeker çikolata gibi fazla şekerli besinler ve alkolden uzak durunuz.

4-Tedavi sürecinde göz kuruluğu,yüz kuruluğu,dudak kuruluğu en çok bilinen yan etkilerdendir fakat bununla beraber tüm vücut derisinde kuruluk ,burun içinde kuruluk ve  bayanlarda vajinal kuruluk görülebilir.Bu durumlarda ilk olarak bol bol su içerek( günde en az 2.5 lt) cildinizi içerden nemlendirip ilacınızın vücuttan atılımını hızlandırabilirsiniz.Bununla beraber uygun bir göz damlası,burun damlası ,cildinizi ekstra kurutmayan yüz yıkama jelleri ,ciltteki kızarıklığı yatıştırmak için termal su ve gül suyu ,mevcut cilt  gerginiliği  azaltmak ve nem dengenizi korumak  adına uygun bir yüz, dudak  ve vücut nemlendiricisi kullanmalısınız.

5-Saç derinizde de bir kuruma  söz konusu olduğunda size uygun şampuanlar ve aromatik yağlarla saç derinizi koruyabilir, onarabilirsiniz.

6-İzotretinoin çok kuvvetli bir cilt yenileyicidir. Bu nedenle tedavi sürecinde cildinizde hassasiyet oluşur.Cildinizde ki akne izlerinin kalıcı olmaması için mutlaka ama mutlaka bir güneş kremi kullanarak cildinizi zararlı güneş ışınlarından korumalısınız.

7-Kas ağrısı, eklem ağrısı vb. şikayetleriniz olabilir bu durumda da  okaliptus ,nane ,ardıç yağı gibi aromatik yağlarla (uygun dozları eczacınız sizin için severek ayarlayacaktır) masaj uygulaması yapabilirsiniz. Bu süreçte kendinizi ve kaslarınızı zorlayacak ağır spor programları yerine hafif ve düzenli egzersizler yapmalısınız.

8-Tedavi sırasında antibiyotik kullanmanız gereken bir durum olursa doktorunuza tedavi sürecini belirtmeli,tetrasiklin grubu antibiyotikler kullanmaktan kaçınmalısınız.

9-Tedavinin  sonuna gelmeden size yetecek kadar görülen iyileşme durumunda, kendi kararınıza göre ilacı bırakmadan kullanmanız gereken doz bitene kadar doktor kontrolünde kullanmaya devam etmelisiniz..

10-Tedaviniz bittikten sonra cildiniz yavaş yavaş eski haline dönmeye başlayacak , aşırı kuruluk hissi ortadan kalkacaktır bu durumda cilt bakım ürünlerinizi değiştirerek karma, yağlı veya kuru cildinize uygun olan ürünlerle cilt bakım rutininize devam etmelisiniz.

11-  En önemli basamak  düzelen  cildinizi korumaktır. Bunun içinde  gözeneklerinizi kapatacak makyaj uygulamalarından kaçınmalı ,cildimizi temiz ve nemli tutarak güneşten korumalı, bağırsak ve cilt floranızı bozacak yiyecek ve içeceklerden uzak durmalısınız ve bununla beraber bir uygun  probiyotik içerikli ürünleri kullanmak (Probiyotiklerin her türü, deri üzerinde aynı etkiye neden olmuyor. Etkinin en iyi olduğu probiyotik bakteri türleri; streptococus thermophiles, streptococus salivarius, bifidobacterium longum. Hazır probiyotik içeren kremlerden yararlanmak istendiği taktirde bu bakterileri içeren ürünler tercih edilebilir.)  akne oluşumunun engellenmesinde büyük yardımcınız olacaktır.

Akne tedavisi zaman ve  istikrar gerektiren bir süreçtir.Eminim hepinizin yakınlarında bu süreçte sizleri doğru ürün ve tavsiyelerle buluşturacak eczacılarınız vardır.Daha fazla zaman kaybetmeden akneleri kapatmak yerine onları tedavi etmeye yönelik bir harekete geçmeniz dileğiyle!

Sevgiyle ve sağlıkla kalın...

 

Not: Evet size hak veriyorum şu an çılgınca yeni bir sektör haline gelen kozmetik ürünlerden dolayı şeytan size sürekli sivilcelerinizi kapamanız gerektiğini söylüyor ama bu yazıyı okuyorsanız eğer ilk vereceğim tavsiye cildinizi fizyolojik olarak ihtiyacı olan oksijeni almasını engelleyen o dehşet kapatıcı fondötenlerinize kısa süreliğine veda edin. Bunu yaparsanız en sonunda kullanmanıza gerek bile kalmayacaktır. Sorunların üzerini kapatmak geçici bir çözümdür sizi belli bir süre idare eder ama sonradan daha büyük sorunlar olarak karşınız çıkar sivilceleri kapatmakta bunun gibidir tedavi etmedikçe çoğalarak karşınıza çıkar.

 

 

 

Hande Nur Güler / Yeni Yüzyıl Ünv. Eczacılık Fakültesi

DİĞER HABERLER
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği
Ağrılarınızı Bitirmek İçin 5 Yöntem

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.