Covid 19’un İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri

Covid 19’un İnsan Psikolojisi Üzerindeki Etkileri

Psk. İlknur GÖKÇE

 

Covid-19, Çin’ in Wuhan kentinde ortaya çıkmış ve çok hızlı bir şekilde ilerleyip bütün dünyayı etkisi altına almış bir tür virüstür. Dünya sağlık örgütü (WHO) bu salgını pandemi olarak kabul etmiştir. Pandemi dünyada birden fazla kıtada ve birçok ülkede etkisini gösteren salgın hastalıklar için kullanılan bir terimdir.

İnsanlar hayatları boyunca bilinmezlikten korkmuş, her şey net olsun istemişlerdir. COVİD- 19 ile ilgili en başlarda yeterli bilgilerin mevcut olmaması ve insanları öldürüyor olması insanlarda büyük bir korku ve paniğe sebep olmuştur. Salgınla ilgili dönen korkutucu senaryolar (yürürken bir anda yere düşüp ölen insan videoları) sosyal medyanın da etkisiyle çok hızlı bir şekilde yayıldı. Yeteri kadar bilgi verilmeden insanlar evlere kapatıldı ve normalde yapabildikleri (kafeye gitme, alışveriş yapma, arkadaşlarıyla buluşma vs.) her şeyden uzaklaşmak zorunda kaldılar. Hem istediklerini yapamıyor hem de bu senaryolara mahsur kalıyorlardı. Bütün bu bilinmezliğin üzerine bir de kısıtlamalar eklenince insanlarda çeşitli psikolojik rahatsızlıklar ortaya çıktı. Kısıtlamanın yanı sıra salgına yakalanan kişilerin karantinaya alınması, yoğun bakımdaki hastaların durumu da insanlar üzerinde büyük bir baskı oluşturdu.

Özellikle COVİD 19 virüsüne yakalanan bireylerin karantinaya alınması olası durumların daha da ciddileşmesine sebep oldu. Çünkü karantinada bulunmak, hiç kimse için pek de hoş bir durum değildir. Kişinin sevdiği kişilerden ayrı kalması, bağımsızlığını yitirmesi, kontrolü yitiriyormuş gibi hissetmesi, dışarıdan zorla dayatılan bir şeye uymak zorunda olması yanında kendisinin ve çevresindekilerin hastalık durumuyla ilgili belirsizlik, can sıkıntısı gibi durumlar dramatik etkiler yaratabilir. Salgınlara bağlı karantinalar sırasında öfke patlamaları, intihar düşünceleri ve girişimleri, karantinadan kaçma girişimleri ve bu nedenle ceza davaları dahi görülebilir.

Salgın Hastalıklar sonucu ortaya çıkan psikolojik hastalıklar:

  • Depresyon: Kişilerde çaresizlik, ümitsizlik, içe kapanma, değersiz ve değersiz hissetme, yaşadıklarından zevk almama, uykuda ve yeme içmede dengesizlik, kendini toplumdan soyutlama gibi durumlara sebep olan bir tür psikolojik bozukluktur.
  • Panik Bozukluk: Aniden ortaya çıkan, zaman zaman tekrarlayan, yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Göğüste sıkışma ya da ağrı, çarpıntı, terleme, nefes darlığı, ölüm korkusu, sersemlik ve bulantı gibi durumlara sebep olur. Kişiler kalp krizi geçirecekmiş ya da felç olacakmış gibi hisseder ve atak geçirmedikleri zamanlarda da bunun korkusunu yaşarlar.
  • Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAY): Kişilerde “sürekli devam eden, aşırı ve içinde bulunduğu durumla uygunsuz bir endişe durumu” söz konusudur. Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam olaylarını sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olabilecek en kötü sonucu düşünürler, hiçbir şey onların elinde değildir, iyi bir olasılık ya da geriye dönme mümkün değildir. Yaygın anksiyete bozukluğunda aşırı endişe ve kaygı genellikle sağlık, aile, para ya da iş gibi konularla ilgilidir. Kişilerde nedensiz bir yorgunluk, baş ve kas ağrıları, yutmada güçlük çekme, titreme ve seyirmeler, terleme, tahammülsüzlük, mide bulantısı, sersemlik hissi, sıcak basması gibi fiziksel yakınmalar mevcut olabilir.
  • Obsesif Kompulsif Bozukluk (OKB): Kişiyi rahatsız eden düşünce, fikir ve dürtülere (kişi zihninden atmak ister ama atamaz) obsesyon denir. Obsesyonların sebep olduğu aşırı sıkıntı ve huzursuzluğu azaltmak ya da yok etmek için yapılan tekrarlayıcı davranış ve zihinsel eylemlere ise kompulsiyon denir. Aşırı ve uzun saatler süren temizlik, başkasına zarar verme korkusu, yapılacak şeyleri belirli sayılarda tekrar etme (3 kere kapı kilitleme gibi), düzen ya da simetri takıntısı gibi durumlara sebep olur.

Bütün bu hastalıklar pandeminin sebep olduğu belirsizlik, ölüm korkusu, işten kovulma ihtimali, karantinaya alınma korkusu, sürekli el yıkama gerekliliği, evde kalmak zorunda olma, sosyal izolasyon, sevdiklerini kaybetme korkusu ya da kaybetme, sürekli kötü bir haber alabileceğini düşünme, doğruyu yansıtmayan haberler, yetersiz bilgilendirme, virüsün çok hızlı yayılması… sonucu oluşabilir.

 

Unutulmaması gereken, bu hastalıkların doğru bir tedavi ile geçebileceğidir.

 

Psk. İlknur GÖKÇE

ilknur.gokce96@gmail.com

 

Kaynakça

  1. psikiyatri.org Türkiye Psikiyatri Derneği
  2. Til, A. (Nisan 2020). Göller Bölgesi Aylık Ekonomi ve Kültür Dergisi, Cilt 8 Sayı 85
  3. Türkiye Psikiyatri Derneği Ruhsal Travma ve Afet Çalışma Birimi, (2020), Karantinanın Ruhsal Etkileri ve Koruyucu Önlemler

 

 

 

Eczacıdan Sağlık

DİĞER HABERLER
Neden D3 Vitamini ?
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.

Sağlıklı Yaşamın Formülü

Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor.