Homeopatiye Giriş

Homeopatiye Giriş

Uzm.Ecz. Güzide Zehra Dişli Yazar 

 

Dr. Samuel Hahnemann (1755-1843) tarafından sistematize edilen homeopati; vücudun kendi kendini iyileştirme kanallarının (Dinamis-yaşam enerjisi) uyarılmasıyla hastalığın ortadan kalkmasına yardımcı olan doğal bir tedavi şeklidir.

Ancak doğal dendiğinde ilk akla gelen sadece bitkiler olmamalıdır. Homeopatide sıklıkla Allium cepa (soğan), Chamomilla(papatya), Ledum (yabani biberiye), Belladonna (güzel avrat otu) gibi bitkiler kullanıldığı gibi Sepia (mürekkep balığı), Apis (arı), Helix tosta (salyangoz), Lachesis (yılan) gibi hayvanlardan; sodyum klorür, demir, kalsiyum, arsenik, altın gibi minerallerden de ilaçlar hazırlanır.

Ayrıca insan veya hayvan kaynaklı hastalık ürünleri veya patojenlerden; anne sütü gibi vücut sıvıları gibi doğal maddelerden de yapılır (Carcinosinum, Tuberculinum, Medorrhinum, Lac humanum vb). Tüm bu hazırlanan homeopati ilaçlarına REMEDİ adı verilmiştir. 

Dünya Sağlık Örgütü tarafından alternatif tıp yöntemi olarak onaylanmıştır (Belge no:RC49/13). İngiltere Kraliyet Ailesi üç kuşaktır homeopatiyi hem kendilerinde hem de çiftliklerinde kullanmaktadır. İlk homeopati hastanesi Londra’da 1806 da açılmış olup hala halka açık hizmet vermektedir. Londra, Glasgow, Liverpool, Bristol şehirlerinde de Homeopatik Hastaneler vardır.

Homeopatinin Temel İlkeleri:

•“Benzer, benzeri iyileştirir (similia similibus curentur)”

•“Sağlıklı insanda deneme (Materia Medica)”

•“Minimal doz (Dosis Minima)”

•“Tek ilaç”

7“Benzer, benzeri iyileştirir (similia similibus curentur)”

Hahnemann, Benzerlik kuralını (Similia Similibus currenter) “Daha zayıf bir dinamik etkilenim, benzer ve daha güçlü olan bir etkilenim tarafından ortadan kaldırılır” şeklinde açıklamaktadır.

Klasik homeopati kişiyi sadece şikayet ve semptomları ile değil fiziksel, duygusal ve zihinsel açıdan değerlendirerek tedaviyi hedefler.

“Sağlıklı insanda deneme (Materia Medica)”

Homeopatide tüm ilaçlar sağlıklı insanlarda denenerek gösterdiği etkilere göre kullanılır.

Örneğin soğan keserken gözleriniz yanmaya ve burnunuz akmaya başlar. Homeopatik yöntemle hazırlanmış Soğan (Allium cepa) ilacı saman nezlesi semptomlarında kullanır. Böcek sokmaları gibi histamin aracılığında ortaya çıkan durumlarda arı (Apis) homeopatik ilacı kullanılabilir.

“Minimal doz (Dosis Minima)”

Hastalığın şiddeti fiziksel, duygusal ve zihinsel gelişim seviyesine göre en uygun doz saptanır. Homeopatik yöntemlerle özel bir şekilde seyreltme ve çalkalama işlemleri ile hazırlanan ilaçların hastanın durumuna göre en düşük dozda verilmesi hedeflenir. Doz sistemi klasik ilaçlardan farklı olduğundan ilacın yanındaki rakam arttıkça seyrelir ve güçlenir.

“Tek ilaç

Klasik Homeopatide aynı anda 2 veya daha fazla ilaç kullanılmaz. Hastanın tüm bulgularına yönelik en uygun tek bir ilaç seçilir. Birden fazla ilaç kullanımı klinik homeopati çatısı altındadır.

 

Amaç Nedir?

Çok düşük dozda verilen remediler ile bireyin kendi yaşam gücü ile iyileştirmek amaçlanır. 

Homeopatik olarak her birey biriciktir ve kendine özgü fiziksel, duygusal ve zihinsel sağlık durumu olduğu ilkesiyle mümkün olduğunca hastanın kendi ağzından sağlık hikayesine başvurulur.

Sağlıklı kişilerde kahvenin uyku kaçırıcı, aşırı hareketli yapma etkisinden yola çıkılarak uykusuzluk çeken kişilerde homeopatik olarak hazırlanmış Coffea (kahve) remedisi verilebilir. Oysa kişinin fiziksel/duygusal/zihinsel durumuna göre aşırı iş odaklı olma, çok çalışma yüzünden uykusuzluk çeken Nux Vomica adında bir başka homeopatik ilaç da verilebilir. Nux Vomica aşırı mükemmeliyetçilik yapısı olan kişilerde işleri yetiştirememe paniği olan sürekli çalışma isteğindeki aşırı enerjik kişilere verirken Coffea daha çok sevinçli bir huzursuzluk yüzünden uyuyama yaratır.

Homeopatide kişinin şikayetleri ve gösterdiği belirtileri detaylıca öğrenmek üzere belirtilerin nasıl ve ne şekilde olduğu, eşlik edenler, durumuna iyi ve kötü gelenler, varsa diğer sorunları detaylı olarak anlatması istenir. Kişinin genel beslenme tercihleri ör.su içme isteği, sıcak/soğuk, tad (ekşi, tatlı, acı vb), bağırsak alışkanlıkları, uyku, yaşam tarzı sorulur. Tüm bu bilgilerle analizi yapılarak kişiye en uygun ilaç seçilir.

Homeopatik olarak hastalıkların standart belirtilerine göre değil kişinin durumuna özel değerlendirme yapıldığından branş aranmaz. Ülkemiz branş hekimliği ile homeopatik bakış açısını birleştiren homeopatlar da vardır. 

Homeopati Hakkında Yanlış Bilinenler

  •  “Homeopati bitkisel tedavidir”!!

HAYIR  Bitkisel tedavi fitoterapidir. Her türlü doğal kaynak özel Homeopatik ilaç yapım yöntemleriyle hazırlanarak kullanılır. Fakat fitoterapiden farklı olarak bitkilerin kendi değil özleri özel bir işleme tabi tutularak laktoz/sakkaroz tanelerine damlatılarak kullanılır.

  •  “Homeopatinin yan etkisi yoktur”!! 

HAYIR Her tedavide olduğu gibi homeopati tedavisi de doğru uygulandığında hastaya zarar vermez ancak bu alanda eğitim almış sağlık profesyonelleri tarafından kurallarına uygun yapılmaz ise belli süre sonra ilaçların vücutta bazı reaksiyonları görülebilir (homeopatide buna ilaç kanıtlanması denir)

  • “Homeopati ilacı plasebodur, yani boş ilaçtır”!!

HAYIR. Dünya Sağlık Örgütü dahil bir çok yayın organı tarafından ve yapılan araştırmalar sonucu homeopatinin plaseboya göre üstün olduğu açıklanmıştır. Ayrıca en etkin olduğu hasta gurubu hayvanlar ve bebeklerdir. Sentetik ilaç kullanmak istemeyen veterinerler ve tarım yapan kişilerce yaygın kullanımı pek çok bilimsel kanıtla desteklenmektedir.

  • “Homeopatik tedavi sırasında başka ilaç kullanılamaz” !!

HAYIR. Homeopatik tedavi sırasında hekimin uygun gördüğü tedavi kesilmemelidir. Kullandığınız ilaçları homeopati hekiminize bilgilendirmeniz gerekmektedir. Bazı durumlarda kimyasal ilaç kullanımınızı azaltıp size homeopatik bir preparat verebilmektedir. Bazı kimyasal ilaçların kullanımı sırasında da homeopatik ürünlerin kullanımı ve dozu değişmesi gerekmektedir.

  •  “Homeopati her şeyi iyileştirir”!!

HAYIR Homeopatik tedavinin de sınırları vardır. Homeopati vücudun kendi iyileşme mekanizmaları ile çalışır. Eğer iyileşmesi mümkün olmayan bir bozukluk var ise ya da bozukluk çok uzun süre vücutta mevcut ise ya da bozukluğa sebep olan durum hala devam ediyor ve değiştirilemiyor ise tedavi mümkün olmayabilir. Bu durumu homeopati hekiminizle konuşmanız gerekmektedir.

En sık sorulan soruları bir sonraki yazımızda sizinle paylaşıyoruz.

Sağlıkla kalın

                                                                                               Uzm.Ecz. Güzide Zehra Dişli Yazar                                                                                                                           

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

 

DİĞER HABERLER
Neden D3 Vitamini ?
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.

Sağlıklı Yaşamın Formülü

Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor.