’Reçete’de’ Fonksiyonel Beslenme Nasıl Yapılır?
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Pelin Yüksel Fonksiyonel Beslenme Nasıl Yapılır?
Hande Nur Güler
Evet, çok güzel dost olur yeter ki kıymetlerini bilelim.
İnsan organizmasında trilyonlarca dost bakteriler vardır. (Doğum sırasında anneden çocuğa geçmesiyle oluşan bu bakteriler, yaşımız ilerledikçe beslenme şeklimiz, kullandığımız ilaçlar vb. etkenlerle sayılarında değişkenlik gösterir.)
Her insanın bağırsak florası (bağırsağında yaşayan mikroorganizmalar) kendisine özeldir. Bu yararlı (dost) bakteriler bağırsak fonksiyonlarımızın düzgün bir şekilde çalışmasını sağlamakla beraber bağışıklık sisteminin de etkin bir şekilde çalışmasını sağlayarak hastalıklara karşı direncimizi arttırır.
Antibiyotiklerin adı çıktı bir kere, oysa ki çok sevmiştik onları… Her hastalıkta; en küçük boğaz ağrısı, soğuk algınlığında, bol bol kullandık hatta antibiyotik yazmayan doktorları, reçetesiz vermeyen eczacıları hırpaladık. Sonuç ne oldu …? Her şeyin fazlasında olduğu gibi antibiyotiğin fazlasının zararlarını gördük, bizi hasta eden bakterilerle beraber bizim hastalıklara karşı direncimizi oluşturan bakterilerin de yok olmasına sebep olduk. Aslında bizim için çok yararlı olabilecek antibiyotikleri bilinçsizce zararlı hale getirdik.
Çok kullandığımız antibiyotiklerin kelime anlamı “yaşam karşıtı” dır… Antibiyotiklerin amacı enfeksiyonlu bölgeye etki ederek, enfeksiyona sebep olan bakterileri inhibe etmektir (ortadan kaldırılmasıdır). Fakat her antibiyotik tedavisinden sonra, şekerli gıdalarla, gazlı içeceklerle zararlı bakterilerle beraber bağırsak floramızdaki yararlı bakteriler de ölüyor, ishal, kabızlık gibi istenmeyen sorunlarla karşılaşabiliyoruz.
Eee bu zamana kullandık bir kere, yok olan bu dost bakterilerimizi nasıl yerine koyacağız diye soracak olursanız, probiyotik, prebiyotik ve sinbiyotikleri kullanarak dost bakterileri dışarıdan alacağız.
Peki nedir bu probiyotikler, prebiyotikler, sinbiyotikler?
Probiyotik nedir?
Probiyotikler (Yunanca bir terim “yaşam için olan” anlamına gelir) , konakçının bağırsak florasını düzenleyerek ve bağışıklık sistemini uyararak sağlığını olumlu yönde etkileyen canlı mikroorganizma desteği olarak tanımlanır. Kısaca bağırsaklardaki mikroflorada bizlere dost olan, bağırsak hareketlerimizi düzenleyen yararlı mikroorganizmalar diyebiliriz. Probiyotikleri birçok şekilde temin edebilirsiniz. Besinlerden alabileceğiniz gibi sentetik olarak bakterinin kendisini bir çok değişik formları (tablet , kapsül, toz)doktorunuza ve eczacınıza danışarak kolaylıkla temin edebilirsiniz.
Kullanılan en yaygın probiyotikler bifidobacteria ve lactobacilli dir.
Son yapılan araştırmalarda probiyotiklerin;
-Dinçlik sağladığı, alerjik hastalıkları önlediği, atopik dermatit tedavisinde
-Antibiyotik kullanımı sonrası oluşan ishal ve kabızlık gibi bağırsak sorunlarında,
-Depresyon tedavisinde (mutluluk hormonu olarak bile seratoninin %95inin bağırsaklardan salgılandığını biliyor musunuz ?)
-Egzama, kanser, diyabet, mantar enfeksiyonları,
-Obezite, dikkat eksikliği, ağız kokusu, vajinal enfeksiyonlar gibi birçok hastalığın tedavisinde kullanıldığı görülmüştür.
Probiyotik içeren besinler: Kefir, evde kendi ellerimizle mayaladığımız yoğurtlar, turşular
Prebiyotik nedir?
Prebiyotikler, probiyotiklerin (dost bakteriler) aktivitesini ve çoğalmasını seçici olarak uyaran sağlığımızı olumlu yönde etkileyen sindirilemeyen besin bileşenleridir. Kısacı yukarıda bahsettiğimiz yararlı mikroorganizmaları (probiyotikleri) beslerler veya onlar gibi direkt olumlu etki gösterirler, probiyotikleri uyarırlar.
Prebiyotiklerin bulunduğu besinler: Zeytin, muz, üzüm, çilek, elma, ceviz, badem, fındık, ketentohumu, yulaf, kara buğday, arpa, kepekli pirinç, yer elması, bamya, enginar, kereviz, domates, soğan, sarımsak, hindiba, kuşkonmaz, hardal bitkisi,fasulye, mercimek, bezelye, nohut
Prebiyotikler insan sağlığı üzerinde önemli etkilere sahiplerdir.
Gastrointestinal ve immun sistemi zenginleştiren probiyotik bakterilerin büyümesini sağlarlar
Bağışıklık sistemimizi uyararak enfeksiyonlara olan direncimizi arttırırlar.
Tip2 diyabette kan şekerini düşürür.
Karaciğerde LDL (düşük dansiteli kolestrol, kötü kolestrol olarak bilinir) yapımını azaltır.
Kolon (kalın bağırsak) kanserinin oluşmasını önlemekte yardımcı olurlar.
**bebeklerin beslenmesinde anne sütünün yararlarını hepimiz biliyoruz, oligosakkarit olarak içeren anne sütünün
prebiyotik olarak işlev gördüğü kabul edilir.
Sinbiyotik nedir?
Probiyotik ve prebiyotikleri birlikte bulunduran besin veya destek amaçlı kullanılan ürünlerdir. Probiyotiklerle birlikte
yakıtı olan prebiyotikler verildiğinde daha uzun süre canlı kalacakları varsayılmaktadır. Prebiyotik ve probiyotiklerin etkilerinin aynı yönde artırıcı olacağı düşünülmektedir.
NOT: Malum tam da bu zamanlar (havalar tam hastalık havası), mevsim değişiklerinden kaynaklanacak hastalıklara karşı direnç kazanmak için aynı zamanda hastalık zamanında kullandığımızın antibiyotiklerin yok ettiği yararlı bakterileri yerine koymak için probiyotiklere başlayabilir, sonbahar ve kış dönemini rahat geçirebilirsiniz.
Yaz tatilinden sonra öğrenciler için okul sezonu açıldı. hele de okula ilk defa gidecek çocukların içtikleri
su ,yedikleri yemek, soludukları hava ve temasta olduğu insanlar değişecektir. Çocukların bu değişikliklere en kolay şekilde adapte olmaları için uygun probiyotik desteği onlara ve size çok iyi bir dost olabilir
Uzun yurt dışı ve yurt içi seyahatlerde de yanınıza alacağınız probiyotikler tatilinizi rahat geçirmenizi, mevsim, beslenme ve su değişikliği gibi etkenlerden en zararla en iyi tatili geçirmenize yardımcı olacaktır.
Sabırla bu satıra kadar geldiğiniz için teşekkür eder, sağlıklı günler dilerim...
KAYNAKÇA;
BESLENME VE İLAÇ ETKİLEŞİMİ-PROF. DR. MERAL AKYON SF: 392-395
http://cms.galenos.com.tr/FileIssue/2/7/article/2004-142-145.pdf
http://www.academicfoodjournal.com/archive/2014/issue1/reviewarticle-7-SOtles.pdf
http://guncel.tgv.org.tr/journal/44/pdf/100106.pdf
http://dergipark.gov.tr/download/article-file/34225
Hande Nur Güler
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Fonksiyonel Tıp Diyetisyeni Pelin Yüksel Fonksiyonel Beslenme Nasıl Yapılır?
Grip, sonbahar ve kış aylarında birçok insanı etkiler. Grip aşısı olmak için en uygun dönem Kasım ayının başlarıdır.
Dünya Disleksi Farkındalık Günü
’Reçete’de’ Altın Cerrahi
Ruhsal hastalıklar, Türkiye’de sağlık harcamaları ve hastalıkların görülme sıklığı bakımından ikinci sırada
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Mustafa Cankurtaran Hangi takviyeyi nasıl kullanalım?