Bitmeyen Ergenlik, Başlamayan Yetişkinlik

Bitmeyen Ergenlik, Başlamayan Yetişkinlik

Günümüzde insan gelişimi ele alınırken artık modern yaşamın gerekleriyle beraber yaşam boyu gelişim kavramının da etkinliği baskın olarak ön plana çıkmaktadır. Yaşam boyu gelişim yaklaşımına göre insanın gelişimi doğum öncesinden başlayarak ölümüne kadar devam etmektedir. Bu uzun yaşam döngüsü içinde bireylerin geçirdiği fiziksel, bilişsel, duygusal, sosyal alanlardaki gelişimlerini incelemek için insan gelişimi sırasıyla doğum öncesi, bebeklik, çocukluk, ergenlik, yetişkinlik ve yaşlılık olarak yaşam dönemlerine ayrılmıştır (Doğan, Cebioğlu, 2011). Bu dönemleri temsil eden belirli yaş aralıkları bulunmaktadır, fakat son yıllarda özellikle gelişmekte olan ülkelerde hızlı sanayileşme, toplumsal ve kültürel açıdan yaşanan çeşitlilik gibi unsurlar gelişim süreçlerini de etkilemiştir.

TUIK’in (2017), İstatistiklerle Gençlik araştırmasına göre Türkiye’nin toplam nüfusu 2016 yılı itibariyle 79 milyon 814 bin 871 olarak tespit edilmiş, bunun da 12 milyon 989 bin 42 gibi yaklaşık 1/6’lık bir oranını 15-24 yaş grubundaki genç nüfus oluşturmuştur.

2011 yılı verilerine göre Türkiye’de ortalama ilk evlenme yaşı; erkekler için 26,2, kadınlar için 22,8 iken; 2016 yılında erkekler için 27,1, kadınlar için 24 olmuştur. Evlenme ve anne-baba olma yaşındaki bu yükselişler eğitim düzeyinin artması, buna bağlı olarak eğitim süresinin de uzaması ve bireylerin eş-anne-baba olma rollerini eğitimlerini tamamlayıncaya kadar ertelemeleriyle açıklanabilmektedir (Atak, Çok, 2007). Bu rollerin ertelenmesi, dolayısıyla bireylerin yetişkin olmanın getirdiği sorumlulukları almasını da ertelemesi anlamına gelmektedir.

Bugün 18 yaşını geçmiş ve artık yetişkin olarak tanımlanacak birçok kişinin kendilerinden beklenen rolleri gerçekleştirmedikleri görülmektedir. Çevremize baktığımızda 30’lu yaşlarına ulaşmış fakat halen ailesinden birey olarak tam bağımsızlaşamamış, kendi ayakları üzerinde duramayan birçok kişiye rastlamaktayız.

Diğer bir deyişle bu bireyler uzamış bir ergenlik dönemi ile henüz başlamamış bir yetişkinlik dönemi arasında sıkışmış, aynı zamanda yasal hakları bakımından yetişkin sınıfına giren ama henüz yetişkinliğin gerektirdiği tüm sorumlulukları da üstlenmeye hazır olmayan bir grubu oluşturmaktadırlar.

Henüz ne çocukluğun bağımlılığının bırakıldığı ne de yetişkin sorumluluğunun tümüyle kabul edildiği (Atak, Çok, 2010) 18-25 yaşları arasını kapsayan ergenlik ile yetişkinlik arasındaki bu dönemi ilk kez ABD’li gelişim psikoloğu Jeffrey Jensen Arnett (1994; 1998) “Beliren Yetişkinlik” (Emerging Adulthood) kavramı ile açıklamış, bu dönemin 28-29 yaşlarına kadar da uzayabileceğini vurgulamıştır (Arnett, 2000). Arnett (2004) bu dönemi Beliren Yetişkinlik adıyla yeni bir gelişim dönemi olarak tanımlayarak aslında bu dönemdeki bireylerin hem ergenlikten hem de yetişkinlikten farklı olarak kendine özgü özellikleri olduğunu savunmuştur.

Ergenliği yetişkinlikten ayıran 5 özellik

Beliren Yetişkinlik döneminin temel özelliklerine bakıldığında bu dönemi ergenlik ve yetişkinlik döneminden ayıran beş özellik ön plana çıkmaktadır (Arnett, 2000). Bunlar:

Kimlik Arayışı: Kim olduğunu, hayattan beklentilerini ve isteklerini sorgulayan birey bu dönemde kendi beceri ve sınırlılıklarını da keşfetmeye çalışmaktadır (Arnett, 2004).

İstikrarsızlık: Hayatın çok farklı alanlarına dair zihninde sonsuz planlar ve önünde sınırsız seçenekler olduğuna inanan birey için bu dönemde fikirler de sürekli değişmekte ve her seferinde yeni planlar oluşmaktadır.

Kendine Odaklanma: Kendini tanımaya çalıştığı ve kendi ayakları üzerinde durmayı öğrendiği bir dönemde olan birey için bu dönem kendi kendini yönetebilmeyi, kendi kararlarını verebilmeyi başaracağı bir dönemdir. Kendisini yetişkin hayatına hazırlayacak sorumlulukları almaya başlaması için bir hazırlık dönemidir.

Arada Kalmışlık: Kendini ne ergen ne de yetişkin olarak tanımlayamayan birey bir yandan ergenlik dönemini artık tamamladığını düşünürken bir yandan da henüz tüm yetişkinlik kriterlerini sağlayamadığının farkındadır. Bunlardan başlıcaları, başkalarından bağımsız kararlar verebilmek, kendi davranışlarının sorumluluğunu üstlenmek, ekonomik bağımsızlık kazanmaktır (Doğan, Cebioğlu, 2011).

Sonsuz Olanaklar: Bu dönem birey için büyük umutlar ve yüksek beklentiler demektir (Arnett, 2004). Kişi, bu dönemde geleceğe dönük olarak sonsuz fırsatlar arasından seçim yapabileceğine inanmaktadır. Bu temel özellikler göz önüne alındığında Türkiye’de beliren yetişkinlerle yapılan çalışmalarda yetişkinliğe ulaşma ölçütü olarak en çok “kendi sorumluluğunu alma ve bağımsız kararlar verebilme” kriterine ulaşmış olmaya önem verildiği görülmektedir (Atak, Çok, 2007).

Her ne kadar sanki ergenlikle yetişkinlik arasında sıkışmış bir dönem gibi algılansa da aslında beliren yetişkinlik dönemi, kişilerin kimlik keşifleri için özellikle eğitim ve iş alanındaki denemeleri en yoğun yapabilecekleri ve kendilerine en fazla odaklanabilecekleri dönemdir. Böylece onlar için düzenli bir yaşama geçip yetişkin sorumluluklarını alabilmeleri için yeterli deneyimi kazanmalarına da olanak sağlayacaktır.

Herkesebilimteknoloji.com

DİĞER HABERLER
Kutlu Olsun...
Nöropatik Ağrı
Kolon Kanseri Semptomları
Neden D3 Vitamini ?
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!

En Çok Okunanlar


Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.

Sağlıklı Yaşamın Formülü

Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor.