György ilk defa 1934 yılında eksikliğinde dermatit
olan bu vitamini tarif etmiştir.
Buna akrodiniya faktör veya fare antidermatitis faktörü veya adermin denmiştir.
Sonraları birçok araştırıcılar, 1938 yılında bu vitamini doğal kaynaklardan izole etmişlerdir.
Folkers ve Harris 1939 da bu vitamini daha çok incelemişler, diğer bütün araştırıcılar da katılarak bu vitamine piridoksin demişlerdir.
Bundan sonra piridoksal ve piridoksamin doğal kaynaklardan izole edilmiştir. Bu 3 grup vitamine birden B vitamini ismi verilmiştir.
B grubu vitaminlerinden olan B6 vitamini hayvan ve bitki dokularında geniş miktarda dağılmıştır. B6 vitamini olan piridoksin, piridin türevlerindendir. Vücutta asid fosforik ile bileşik halde bulunur. Piridoksin, 2-metil-3-hidroksi 4,5-dihidroksimetil piridindir. Piridoksal aldehid, piridoksamin de bir amin grubunu ihtiva eder. Bütün bu 3 grup besinlerimizde muhtelif nispetlerde bulunur. Bu 3 madde sindirimden sonra idrarda bulunmakla beraber 4-piridoksik asid idrarla en fazla atılan şeklidir. Isıya karşı oldukça dayan ıklıdır. Vücutta bulunan piridoksin, piridoksal ve piridoksamine değişir ve bu reaksiyon reverzibl değildir. Bunlar fosforik asid ile bileşik olarak bulunurlar.
Sindirim esnasında serbest hale geçerek emilirler.
Piridoksin su ve alkolde çözünür. Yağda ise az çözünür. Işığa, ültraviyole ışınlara, alkalilere karşı hassastır.
B6 vitamin grupları çeşitli koenzimlerin yapılarına girerler. Piridoksin vücutta ansatüre yağ asidleri ile amino asidlerin kullan ılmasında görev alır.
Diğer taraftan piridoksin vücutta proteinlerin yağlara geçişini sağlar. Aynı zamanda normal triptofan metabolizması için bulunması şarttır. Piridoksal fosfat ise tirozin, arjinin, glutamik asit ve bazı amino asitlerin karboksilasyonunu katalize eder. B6 vitamini amino asid metabolizması için lüzumlu olan vitamin grubudur. Amino asitlerin metabolizmasında birçok görevleri vardır. Örneğin serin ve treoninin dezaminasyonunu yapar. Transaminasyon, transsülfürasyon, sistein ve homosisteinin desülfürasyonunu yapar.
Vücutta birçok vitaminden daha fazla hayati fonksiyonları destekleyici rol oynar.
Karbohidrat, yağ ve protein metabolizmasında yer alır.
Hormonlar, kırmızı kan hücreleri, sinir hücreleri, enzimler ve prostoglandinlerin oluşumunda rol oynarlar.
Ayrıca B6 vitamini iştahımızı, ağrıya karşı duyarlılığımızı, uyku düzenimizi, ruh durumumuzu etkileyen serotonin adlı maddenin yapımında da etkili olmaktadır.
B6 vitamini eksikliğinde ani uykusuzluk ve santral sinir sisteminin çalışmasında bozukluklar oluşmaktadır.
B6 vitamini bağışıklık sistemini güçlendirir, kolesterol birikimine önler, kalbi korur, böbrek taşı oluşumunu engeller.
Karpal tünel sendromu, adet öncesi gerginlik sendromu, artritler, alerjiler, geceleri oluşan bacak kramplarının tedavisinde kullanılır.
Besinsel Kaynakları
Bitkiler, kepek, maya, pirinç kabuğu, çeşitli tohumlar, yumurta sarısı, karaciğer, böbrek ve kaslar, balıklar B6 vitamininin en önemli kaynaklarıdır.
Nispeten az oranda sütte bulunur. Kırmızı et ve et ürünleri (özellikle karaciğer), çiğ sebzeler, beyaz ette boldur.
Günlük Gereksinim
Günlük B6 vitamini ihtiyacı hayvanlarda tespit edilmekle beraber insanlar için kati olarak bilinmemektedir. Bu ihtiyaç günlük alınan besinlere göre değişir.
Erişkinler için günde 2 mg.
Çocuklar için günde 0.3 mg B6 vitamini alınması tavsiye edilir.
Günde bu miktarlar alındığı takdirde normal metabolizma sağlanır.
Gebeliğin son aylarında bu ihtiyaç günde 6-7 mg. a kadar çıkar.
Eksikliği
Maymunda, sıçanda, köpekte, domuzda diyet kısıtlamaları ile B6 vitamin eksikliği oluşturulmuştur. Hayvanlarda eksikliğe verilen cevap değişmektedir. Maymunlarda kolaylıkla ateroskleroz oluşurken, köpeklerde sara
nöbetleri, domuzlarda mikrositer anemi , sıçanlarda deri belirtileri görülür.
İnsansa eksikliği pek yaygın değildir. 1953 yılında ABD'de bebekler için hazırlanan süt tozuna, yapımcı firma taraf ından B6 vitamini eklenmesi unutulmuş ve bu formülle beslenen bebeklerde B6 vitamini ile düzelen
konvülsiyonlar görülmüştür.
Birçok ilaç anti-B6 etkisi gösterir. Bunlar aras ında İNH (izoniazit), hidralazin, penisilamin ve östrojenler vardır. Özellikle İNH, B6 vitaminine gereksinmeyi çok artırır.
İlk olarak B6 vitamini verilmiyorsa piridoksin eksikliğine bağlı periferik nevritler ortaya çıkar. Günde 3 defa 10 mg'lık B6 vitamin tabletleriyle durum düzelir.
Bazı bebekler normal beslendikleri halde B6 vitamin tedavisine cevap veren konvülsiyon nöbetleri gösterebilir. Bu bebeklere ek olarak verilen B6 vitamin dozu günde 2 mg kadardır.
Erişkinlerde seyrek olarak demir depolarının dolu olmasına rağmen ortaya çıkabilen hipokrom sideroblastik anemi yüksek dozda, hatta oral değil parenteral verilen B6 vitamini ile düzelebilir. Böyle durumlarda bazı doku ve hücrelerde B6 vitamini metabolizmasında bozukluk olduğu ve ancak yüksek dozlarda piridoksinin bu doku ve hücrelerde etkin olabildiği sanılmaktadır.
Oral kontraseptif alan bazı kadınlarda görülen ruhi depresyonun, ostrojenin ortaya çıkardığı B6 vitamin eksikliğine bağlı olduğu ve B6 vitamini tedavisine cevap verdiği bildirilmiştir.
Eksikliğinde, yetişkin bir kimsede çeşitli belirtiler ortaya çıkar. İlk gözlenen adele güçsüzlüğü, yorgunluk ve uykuya eğilimdir. Dudak, burun kıvrımlarında, göz etrafında, yanakların çevresinde alında, kulak arkasında ve ensenin aşağı kısımlarında seboreik dermatit görülür. Dilde ve ağızda iltihaplar çıkar. Dudak kenarında çatlaklar olur. Depresyon, kusma, anemi (kansızlık), böbrek taşları, bağışıklık sisteminin zayıflamas ına bağlı olarak sık hastalanma gibi belirtileri olabilir.
Yeni doğanlarda B6 vitamini eksikliğine bağlı olarak aşırı sinirlilik, huysuzluk; bazen de kasılma nöbetleri görülebilir. Ek olarak B6 vitamini bulantı, sabah kusmaları ve depresyon tedavisinde kullanılabilir
Tedavide Kullanımı
Maymunda, sıçanda 1990'ların sonunda fazlasıyla ünlenen bir vitamin olan piridoksin birçok doktor tarafından diyete takviye olarak, bir çok hastalık tedavisinde, ilaç şeklinde önerilmektedir. Yine de önerildiği bir çok hastalığa veya soruna etkisinin olup olmadığı klinik düzeyde kan ıtlanmamıştır. Piridoksin yüksek miktarlarda dahi toksik olmadığı için, doz aşımlarında büyük sorun yaratmasa da, bazı hastalarda uzun bir süre kullan ılan yüksek dozda piridoksinin nörolojik bozukluklara yol açtığı bilinmektedir. Bunların ötesinde piridoksinin birçok hastalığın tedavisinde katkı sağladığı göz ardı edilemeyecek bir gerçektir
Piridoksinin kullanılacağı yerleri sıralarsak:
-Nörit (sinir iltihabı) tedavisinde,
-Bazı ruhsal bozukluklar ın tedavisinde,
-Anemi (kans ızlık) tedavisinde,
-Bazı hormonal hastal ıkların tedavisinde,
-Özellikle hamilelik sırasındaki ruhsal bozuklukların ve şeker hastalığının tedavisinde kullanılmaktadır.