Kronik Hastalara Tavsiyeler
Hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi.
Yorgunluk, kanser ve diyabet gibi tıbbi rahatsızlıkları olan kişilerde, depresyon ve anksiyete gibi duygudurum bozuklukları olan kişilerde ve hatta başka türlü "sağlıklı" kişilerde bile yaygın bir semptomdur.
Kronik stres genellikle vücudun stres sistemlerinin düzensizliğine yol açar ve kronik yorgunluğun altında yatan yaygın bir nedendir. Adrenal bezlere ve kortizol üretimine odaklanan popüler "adrenal yorgunluk" terimi, kronik strese verilen bu sağlıksız reaksiyonu tanımlamak için sıklıkla kullanılır.
Bununla birlikte, adrenal yorgunluk, stres tepkisinde yer alan birbirine bağlı olayların karmaşık sistemini hesaba katmaz. Beyin, sinir sistemi, endokrin (hormonal sistem) ve bağışıklık sistemi, adrenal bezler gibi anahtar bileşenlerdir. Özellikle hipotalamik-hipofiz-adrenal (HPA) ekseni ve sempatik sinir sistemi (SNS) birincil düzenleyici merkezlerdir. Yorgunluk, bu stres yanıt sistemlerinin aşırı, uzun süreli veya yetersiz düzenlenmesinin yaygın bir sonucudur.
Beslenme eksiklikleri, besin alerjileri, kan şekeri düzensizliği ve bağırsakların iç yüzeyindeki aşırı geçirgenlik gibi beslenme ve sindirim sorunları, yorgunluğa neden olabilir. Yorgunluktan muzdarip olanlar genellikle düşük kaliteli bir diyet yiyorlar (meyve ve sebzelerde düşük; vitamin, mineral ve bitkisel besinlerde eksik; yüksek glisemik, yüksek yağlı, yüksek enflamatuar gıdalarda aşırı).
Ek olarak, yorgunluktan muzdarip olanların, yorgun olmayan kişilere kıyasla değişen bağırsak bakterileri (yeterli asidofilus olmaması gibi) ve bağırsak astarının anormal işlevi (diğer adıyla "sızdıran bağırsak") ile bağlantılı daha fazla sindirim semptomuna sahip olduğu bulunmuştur.
Yorgunluk, tiroid, testosteron, östrojen ve progesteron gibi yaygın hormonların düşük veya dengesiz seviyelerinden kaynaklanabilir. Otoimmün tiroid hastalığından kaynaklanan düşük tiroid hormonu seviyeleri, hormonla ilgili en yaygın hastalıklardan biridir ve yorgunluk, hipotiroidizmin ana semptomudur.
Depresyonu olan insanların çoğu yorgunluktan muzdariptir.
Aslında yorgunluk, hastaların sağlık hizmeti sağlayıcılarına şikayet ettikleri en yaygın depresyon belirtilerinden biridir. Yakın zamanda yapılan bir çalışmada, bu hastaların yüzde 80'inden fazlasının halihazırda antidepresan ilaçlar almasına rağmen, majör depresyonlu hastaların yüzde 90'ından fazlasında şiddetli yorgunluk vardır. Depresyonla ilişkili yorgunluk genellikle konsantrasyon bozukluğu, sinirlilik ve azalmış üretkenlikle ilişkilidir.
Oldukça hareketsiz olmak kronik yorgunluk riskini artırır. Yeterli egzersiz ve fiziksel aktivite yapmamak, vücudun kas-iskelet sistemi ve kardiyovasküler sistemlerinde bozulmaya neden olur ve ruh halini düşürür, bunların tümü yorgunluğa neden olur. Araştırmalar, ne kadar düzenli fiziksel aktivite yaparsanız, kendinizi enerjik hissetme olasılığınızın o kadar yüksek olduğunu gösterir.
Egzersizin, kanserden otoimmün hastalıklara ve depresyona kadar her türlü tıbbi durumla ilişkili yorgunluğu tersine çevirmeye yardımcı olduğu biliniyor.
Universityhealthnews.com
Hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi.
Eczacılar tarafından, ilaçların eczaneye kabulü sırasında İlaç Takip sistemi üzerinden sorgulama yapılmakta.
Kış boyunca cildinizin sağlıklı, nemli ve esnek kalmasını sağlamak için birkaç küçük adım atabilirsiniz. İşte kış aylarında cilt sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler:
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ü ve Cumhuriyetimizin bütün kurucularını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
’Reçete’de’ Obezite
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Banu Çaycı