Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Beyin hücrelerinde salgılanan ve bu sayede vücudun dengesi sağlanan maddelerden biri de dopamindir. Bu hücreler azaldığında ya da hasara uğradığında dopamin maddesi salgılanamaz. Dopamin salgılanamadığında da elde, vücutta titreme, yavaş hareket etme, kaslarda sertleşme gibi belirtiler görülür. Bu belirtilerle ortaya çıkan hastalığa da Parkinson hastalığı adı verilir.

Parkinson hastalığı, üzerinde en çok araştırma yapılan nörolojik hastalıklardan biri olmasına karşın sebebi halen net olarak bilinmemektedir. Kişinin genetik yapısı, toksinler, beyindeki birtakım maddeler üzerinde devam etmekte olan çalışmalar mevcuttur.

Belirtilere dikkat!

Parkinson hastalığı hemen her yaşta herkeste görülebilen bir hastalıktır. 20-80 yaşları arasında başlar. Genç yaşta çok nadir görülmesine karşılık 70 yaş üzerinde her 100 kişiden birinde Parkinson hastalığına rastlanır.

Parkinson hastalığı, çok yavaş ve sinsi seyreden bir rahatsızlık olduğu için, hastalığın klinik bulgularını bilmek teşhis açısından oldukça önemlidir.

Hastalığın başlangıç evresi olarak kabul edilen 2-3 yıllık süreçte adale sertliği, bel ağrısı, sırt ağrısı, hafif titreme gibi belirtiler görülür. Bu belirtileri yaşayan hastaların özellikle de 70 yaş üzerinde ise bir nöroloğa görünmelerinde fayda var. Zaman ilerledikçe Parkinson hastalığı belirtileri daha net olarak kendini gösterir.

Bu belirtiler:

Titreme (Tremor): Parkinson hastalığında genellikle ilk belirti titreme olarak çıkar. Hasta dinlenme halindeyken de titreme görülür. Bazen dili, çeneyi ve dudakları etkileyebilir. Ancak ağırlıklı olarak ellerde titreme gözlenir.

Kas sertliği: Kaslarda sertleşme en çok görülen bir diğer belirtidir.

Hareketlerde yavaşlama: Başlangıçta çatal bıçak kullanma, bardak tutma gibi ince işleri yapmakta zorluklar yaşanır. Zamanla yavaşlık giderek artar. Günlük aktivitelerin yapımında zorluklar başlar.

Bu belirtilerle beraber yürüme bozuklukları, sabit kalma, yüzde maske yüz, yutma zorluğu, ayakta dururken gövdenin öne doğru eğilmesi gibi belirtiler de Parkinson hastalarında görülür.

Hastalığın tanısı

Bu hastalık nörologlar tarafından takip edilir. Parkinson hastalığı tanısında hastanın hikâyesi ve muayene bulguları önem taşır. Esansiyel tremor, bazı damar bozuklukları da titremeye neden olduğundan her titremeye Parkinson hastalığı demek mümkün değildir. Titreme ile beraber diğer klinik bulguların da olup olmadığı araştırılmalı, ondan sonra kesin teşhis konmalıdır.

Öncelik ilaç tedavisi

Parkinson hastalığının tedavisi konusunda kesin bir çözüm söz konusu değil. Ancak hastalığın seyrini yavaşlatmak yönünde tedaviler uygulanır. Parkinson hastalığı ortalama olarak 25 yıllık bir süreçtir. Bu noktada başlangıçta uygulanacak ilaç tedavisi önemlidir. İlaç tedavisinde belirli bir dozla başlanır. Zamanla ilacın dozu artırılır.

Beyin pili ile tedavi

Parkinson hastalığı da cerrahi yöntem daha çok ilaca yanıt vermeyen ya da aşırı ilaca bağlı olarak istemsiz hareketler yapan hastalarda kullanılır. Bu noktada en önemli tedavi metodu halk arasında beyin pili olarak adlandırılan derin beyin stimülasyonu yöntemidir. Cerrahi tedaviye nörolog ve beyin cerrahı birlikte karar vermelidir. Beyin pili de tedavide kesin bir çözüm değildir. Burada amaç, hastalığa bağlı bulguları azaltmak ve hastanın yaşam kalitesini yükseltmektir.

Hastanın beyin bölgelerine özel elektrotlar yerleştirilir. Elektrotların bir ucu da köprücük kemiğinin altındaki bir pile bağlanarak oraya elektrik verilir. Beyin pili ameliyatı iki bölümden oluşur. İlkinde hastanın başına çerçeve takılır ve MR çekilir. Bilgisayarda elektrotların konacağı yer belirlenir. Ardından ameliyathanede hastanın başına lokal anestezi altında sağdan ve soldan elektrotlar yerleştirilir. Hastaya uyarılar verilir. İlgili bölgedeki titreme ve kas sertliğinin durumuna bakılır. Bu ince ayarlamalar bittikten sonra hasta genel anestezi ile uyutulur ve pil yerleştirilir.

Ameliyat 4-5 saat sürer. Hasta bir gece yoğun bakımda kalır. Üç gün de normal odada yattıktan sonra taburcu edilir. Hastanın taburcu edilmesi sonrasında pil ayarlarının yapılması gerekir. Hasta 7-10 günlük aralıklarla kontrole çağrılır. En geç 3 aylık bir süreç sonunda da tam bir ayarlama sağlanır. Beyin pili ameliyatı sonrası hastaların yaşam kalitelerinde önemli ölçüde iyileşme sağlanır.

 

Prof. Dr. Selçuk Peker
Koç Üniversitesi Hastanesi-
Nöroşirurji Bölümü

 

 

Herkese Bilim Teknoloji

DİĞER HABERLER
’Reçete’ / Sağlıklı Alışveriş Rehberi
Yaz Hastalıkları
Keneden Korunmanın Yolları
Kulak Tıkacı Kullanın
Doğal Sinüzit Spreyi
Zihinsel ve Fiziksel Performans Desteği
’Reçete’ / MS Hastalığı
Güneş Işığının Zararları ve Korunma Yolları
Sessiz Tehdit: Gut Hastalığı
’Reçete’ / Kalça Ağrıları
19 Mayıs Kutlu Olsun!
Kolajenden Gelen Güç
Kilo Vermede Yapılan En Büyük Hatalar
14 Mayıs Kutlu Olsun
’Reçete’ / Migren
Aşısız Pıhtı Riski 3 Kat Fazla
Anneler Gününüz Kutlu Olsun
Mevsim Geçişleri Migreni Tetikliyor!
Diş Beyazlatmada Doğru Bilinen Yanlışlar
Cilt Kanseri Vakalarında Korkutan Artış
Çocuklarda Doğru İlaç Kullanımı
Her Ot Şifa Değildir
Kutlu Olsun!
’Reçete’ / Astım Hastalığı
Kutlu Olsun
’Reçete’ / Radyoterapi Sürecinde Merak Edilenler
Bahar Alerjisinden Korunma Tavsiyeleri
Gebelikte Hipertansiyona Dikkat!
Her Baş Ağrısı Migren Olmayabilir
Reçete Karaciğer Yağlanması

En Çok Okunanlar


Çocuklarda Doğru İlaç Kullanımı

Astım hastalığının normal bireylerden farklı olarak solunum yollarının aşırı duyarlılık göstermesiyle ortaya çıktığını belirtti.

Mevsim Geçişleri Migreni Tetikliyor!

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Ayhan Öztürk, ’’Hava basıncındaki değişimin de (barometrik) bazı kişilerde migren ataklarını başlatmaya neden olabilir.