’Reçete’de’ Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
B3 Vitamini'ne, eksikliğinde görülen 'Pellegra' hastalığından başlayarak detaylı olarak detaylı olarak değiceceğiz.
TARİHÇESİ
Pellegra (pelle:deri, agra:kaba), 12.yy'da tanımlanmış bir hastalık olmasına rağmen ilk defa İspanyol Don Gaspar Casal tarafından 1735 yılında tarif edilmiştir. Bundan sonra 1771‘de İtalyan Frapolli, PP vitamininin noksanlığından ileri gelen cilt bozukluklarına İtalyanca pelle agra, kaba cilt manasına gelmek üzere pellegra ismini koymuştur. Amerika kıtasının Avrupalılarca keşfinden ve Amerika'dan Avrupa'ya mısırın besin olarak gelmesinden sonra bu hastalık Avrupa'da da belirmiş ve artmıştır. 19. yy'da kıtlıklar ve mısır ekiminin yayılması ile birlikte pellegra hastalığı da bütün Avrupa'ya yayılmış, 19.yy'da Avrupa'da nispeten azalırken Mısır ve diğer Kuzey Afrika ülkelerini ve daha sonra bütün Afrika'yı egemenliği altına almıştır. Sayısız çocuk ve erişkin pellegranın pençesinde sürünmüştür. ABD'de pellegra Kuzey- Güney Savaşı'ndan sonra artmıştır. ABD'nin güneyinde zenciler ve diğer yoksul halk arasında çok yaygın bir hale gelen hastalık, bulaşıcı bir hastal ık olarak kabul edilmiştir. Konuyu incelemek ve bu 'salgın' ile savaşmak için Federal Hükümet tarafından gönderilen Goldberger adlı bir hekim, düşkünler yurdunda barınan yoksulların günlük yemeklerine mısır ve mısır ürünleri dışında et ve sebze katınca hastalığın önlendiği ve düzeldiğini görerek bunun besinsel bir hastalık olduğunu belirtmiştir.
Önceleri bu hastalığın protein eksikliği sonucu geliştiği sanılsa da daha sonra kaynamış maya özü ile de bu hastal ığın düzeldiği gözlemlenerek ve o sırada vitaminlerle ilgili olarak başlayan yayınların da verdiği ilhamla bu hastalığın bir vitamin eksikliği hastalığı olabileceği tahmin edilmiştir.
1937 yılında Elvejhem ve arkadaşları köpeklerde pellagra eş değeri olarak oluşan 'karadil' hastalığının karaciğerden elde edilen nikotinamid ile iyileştiğini ve nikotinamidin pellagrayı önleyen vitamin ' pellagra preventive -pp vitamin' olduğunu bildirmiştir.
Aslında nikotinamid daha 1897 yılında kimyagerler tarafından tütünün bilinen alkaloidin nikotini oksidasyonu ile elde edilmiştir. Ama ancak aradan 40 yıl geçtikten sonra insanlığın yaygın ve müzmin zehiri olan tütünün alkaloidinden elde edilen bu maddenin çok önemli bir vitamin olduğu anlaşılmıştır.
Bu bilgi ve çabalara rağmen ABD'de pellegra II Dünya Savaşı'na kadar azalmakla birlikte devam etmişti. Bu dönemde ABD'de artan refah ve yükselen işçi ücretleri sırf mısır ve mısır ürünleri ile beslenme adetini ortadan kaldırmış ve bununla birlikte pellegra da ortadan kalkmıştır.
Günümüzde pellegra Afrika'da sağlık sorunu olabilmektedir. Mısır'da çok azalmış olmakla birlikte görülebilmekte, Sudan ve Tanzanya'da rastlanılabilmektedir. Güney Afrika'da Bantu yerlileri aras ında oldukça yaygın olduğu söylenmektedir.
Hindistan ve Pakistan'ın bazı bölgelerinde oldukça yaygındır. Bu bölgelerde başlıca besin kaynağı ya mısır yada lösin amino asidi bakımından zengin 'jowar' ( sorghum vulgare ) dir.
KİMYASAL YAPISI
Nikotinik asit, piridin türevidir. Kimyasal olarak nikotin ile yakınlığı olmakla birlikte fizyolojik etkilerinin nikotin ile benzerliği yoktur. Suda çözünen beyaz-kristal bir tozdur. Isıya ve ışığa dayanıklıdır. Aşağı yukarı en dayanıklı vitamin sayılabilir. Sentezi kolaydır. Nikotinik asit vücutta nikotinamid şeklinde bulunur, nikotinik aside niasin adı da verilir. Niasin ad ı (niacin), “nicotinic acid vitamin” tamlamasından gelir.
Niyasinin (nikotinik asid) piridin-3-karboksilik asidir. Niyasinamid veya nikotinik asid amid de asid amiddir (C6H5 NO2 ). Molekül ağırlığı : 123,11 g/mol’dür.
FİZYOLOJİK ROLÜ
Nikotinamid, NAD (nikotinamid adenin dinükleotid) ve NADP (nikotinamid adenin dinükleotid fosfat-TPN)'in yapılarına girer. Böylece hücrelerin oksijeni kullanabilmesi için gerekli solunum enzimlerinin işlemesini sağlar.
Eksikliğinde deride ve gastrointestinal traktüste oluşan değişikliklerin tam mekanizması aydınlatılmış değildir.
BESİNSEL KAYNAKLARI
Nikotinik asit, besinlerde mevcut triptofan amino asidinden vücutta sentez edilebilir. Yiyeceklerle alınan 60 mg triptofandan 1 mg nikotinik asit sentez edilebilmektedir. Bazı besinler eskiden beri pellegralı hastaların tedavisinde başarılı olmuştur. Fakat içlerinde nikotinik asit miktarı azd ır (süt ve yumurta gibi). Bunun nedeni bu besinleri nbol triptofan amino asidi içermeleridir. Besinlerdeki nikotinik asidin bir kısmı bağlı haldedir ve biyolojik değeri yoktur.
Mısırda niasetin şeklinde bağlı olarak bulunan nikotinik asidin, pişirmeden önce sodalı su gibi alkalilerle muamele edilmesi halinde serbest duruma geçebileceği ve geleneksel olarak mısırı bu şekillerde pişiren Meksikalılarda pellegra görülmediği gözlenmiştir. Mısır, kebap mısır şeklinde kızgın külde pişirilirse nikotinik asit serbestleşebilir ve mısırı bu şekilde yiyen Arizona yerlilerinde de başlıca besin kaynağı mısır olan diğer insan topluluklarına göre pellegranın az görüldüğü bildirilmiştir. Ortalama Batı tarzı bir beslenmede günlük alınan nikotinik asidin en az yarısı proteinlerdeki triptofan aminoasidinden gelmektedir.
Bira mayası, kepek, yer fıstığı, sakatat, kırmızı et, balık, buğday, baklagiller, un, yumurta, süt, limon, kabak, incir, portakal, hurma da bulunur.
GÜNLÜK GEREKSİNİM
1967'de FAO ve WHO ortak komisyonu günlük diyetin 1000 kalorisi başına 6.6 mg nikotinik asit veya eşdeğeri triptofan içermesi gerektiğini belirtmiştir. Günlük gereksinmenin 10-14 mg arasında olduğu ve bunun tümü triptofandan karşılanacaksa 600 mg civarında triptofan alınması gerektiği söylenebilir. Gebelikte triptofandan nikotinik aside dönüşüm artar. Östrojenler triptofan dioksijenaz enziminin faaliyetini artırarak kinürenin yolunu hızlandırır.
Ancak bu oranlar bol protein al ındığı zaman geçerlidir. Kısıtlı protein alımı sırasında az miktarda alınan triptofan organizma içinde diğer amaçlar için kullanılabilir.
EKSİKLİĞİ
Nikotinik asit eksikliği, yetersiz beslenme sonucu gelişebileceği gibi, karsinoid tümör, izoniazid tedavisi, Hartnup hastalığı gibi triptofan metabolizmasını etkileyen durumlar sonucu sekonder olarak da gelişebilir.
Emilimi çok iyi olduğundan malabsorpsiyon sendromlarında eksikliği en az görülen vitamindir. Niyasin eksikliğinde ışığa maruz kalan yerlerde daha ziyade cilt kısımlarında dermatit, mukozalarda eritemler, glossit, stomatit, ürojenital sistemde iltihaplar görülür. Ekseriya, hastalarda ishal ve sinir sisteminde bozukluklar görülür. Zekada geriliği, kusma-bulantı izlenir. Karın ağrıları, kramplar en önemli yakınmalardandır. Baş ağrıları, baş dönmeleri ve depresyonlar olur. Birçoğunda karaciğer yağlanmalarına rastlanır.
Belirgin nikotinik asit eksikliği sonucu gelişen tablo pellegra adıyla bilinir. Başlıca besin kaynağı m ısır olan toplumlarda görüldüğü için mısır hastalığı adı ile de anılmıştır. Mısır hem az miktarda nikotinik asit içerir, hem de mısırdaki nikotinik asit bağlı durumdadır. Bir başka önemli nokta da ' zein' adlı mısır proteininin triptofan amino asidi bakımından zengin olmayışıdır. Bu şekilde hem alınan nikotinik asit yetersiz olur, hem de triptofandan yeterli nikotinik asit yapılamaz. Nikotinik asit alımının kısıtlı olduğu durumlarda lösin amino asidini fazla içeren besinlerin al ınışı da pellegraya yol açabilir . Çünkü lösin amino asidi hücreye girmek için triptofan ile rekabet edebilir ve nispi bir triptofan yetersizliği oluşur.
Hindistan'da başlıca besini süpürge otu darısı (sorghum vulgare) olanlarda görülen pellegra lösin fazlalığına bağlanmıştır. Pellegrada şüphesiz diğer vitamin eksiklikleri de görülebilir.
Pellegranın klinik belirtileri üç ana sistemde yoğunlaşır:
a) Deri belirtileri (dermatit),
b) Gastrointestinal belirtiler (diare gibi),
c) Sinir sistemi belirtileri (demans).
Deride ilk belirtiler güneş gören yerlerde güneş yan ığı gibi bir eritem belirmesidir. Bu eritem plakları deriden hafifçe kabarık ve kaşıntılıdır. Ağır vakalarda içi su dolu kabarc ıklar ( vezikül) ve kabuklar belirir, yaralar açılabilir.
Uzun süren hafif vakalarda bu kırmızı plakların yerini esmer pigmentasyon alır ve bu bölgelerde deri kuru ve kalındır.
Eksikliğin endemik olduğu bazı Afrika bölgelerinde boyunda yakalık tarzında ve el sırtlarında, kollarda plakalar halinde derinin kuruyup kalınlaşması dikkati çeken tek belirti olabilir.
Sindirim sistemi belirtileri olarak hazımsızlık ve ishal görülebilir. İshal üç ana belirtiden biri sayılmakla birlikte (dermatit, diare, demans) bazen görülmeyebilir.
Pellegra hastalığında başlıca semptomlar ağız kavitesinde rastlanır. Ağız mukozasında yanma hissi saptanır, dudak ve dilin yan kısmı kırmızı ve şiştir. Daha sonraki dönemlerde dilin üstü kırmızı ve şiş olarak devam eder. Diş eti epitelinde de dejenerasyonlar görülür. Diş eti iltihabı dişetleri arasındaki papillalarda ülserler tükrük bezlerinin büyümesi tükrük salgısında artış gelir.
Sinir sisteminde, ellerde tremor ve ruhi depresyon hali, irritasyon ve bazen delirium görülür. Ağır vakalarda tam bir bunama (demans) tabloya egemen olabilir.
Tüberküloz tedavisinde başlıca ilaçlardan biri olan INH (izonlazit-izonikotinik asit hidrazit) verilmesi sırasında nikotinik asit yetersizliği görülebilir. Özellikle hastaya ek olarak B vitamini verilmiyorsa bu durum daha kolay belirir.
Alkoliklerde beslenme yetersizliğine bağlı olarak pellegra oldukça sık görülür ve genellikle diğer vitamin eksiklikleriyle birliktedir. Kronik böbrek yetersizliği olan vakalarda uzun süre protein kısıtlaması yapılıyor ve ek olarak B grubu vitaminleri verilmesi ihmal ediliyorsa sıklıkla pellegra görülebilir.
Karsinoid tümörlerde, argentafin hücrelerden oluşan tümör aşırı serotonin üretir ve triptofan büyük ölçüde serotonin üretimine kaydığı için nikotinik asit eksikliği görülebilir.
Hartnup hastalığı denen doğuştan gelen bir hastalıkta barsakta ve böbrek tubulus hücrelerinde triptofanın taşınmasında bir kusur vardır. Triptofan hem emilemez, hem de böbrekten kaybedilir. Pellegra ortaya çıkar ve pellegraya ait belirtiler nikotinik asit tedavisine tam cevap verir.
TEDAVİDE KULLANIMI
Primer ve sekonder pellegraların tedavisinde (Hartnup hastalığı dahil) başlıca tedavi aracı, B3 vitamininin verilmesidir. Nikotinik asit yüksek dozda verilirse geçici damar açıcı etkisinden dolayı yüzde, boyunda, avuç içinde yanma ve karıncalanma hissi olabilir. Doğrudan nikotinik asit amid verilirse bu etki görülmez. Genellikle dört saatte bir 100 mg’lık tabletlerden verilir ve pellegra belirtileri günler içinde silinir. Diğer vitamin eksikliklerinin olması da sıklıkla muhtemel olduğundan genellikle yanına bir multivitamin katılır, hasta iyileştikten sonra diyeti ile ilgili düzenlemeler yapılır ve kendisi de eğitilir.
Son zamanlarda triptofan bakımından iki misli, lizin bakımından üç misli zengin olan 'opaque 2' mısırının geleneksel mısır yerine geçirilmesi için çaba gösterilmektedir.
Nikotinik asid, vazodilatasyon yapıcı etkisiyle arter yetersizliklerinde de kullanılmıştır. Etkisi hemen sadece deri damarlarınadır; bu bakımdan serebral, koroner ve hatta periferik arter yetersizliklerinde bir faydası beklenemez.
Nikotinik asit (niasin) yağ hücrelerinde lipolizi azaltır, bu hücrelerden kana serbest yağ asitleri verilişini engeller. Yüksek dozlarda verilirse kanda düşük ve çok düşük dansiteli lipoproteinlerin miktarı azalır. Hiperlipemi hallerinde bu etkisinden yararlanmak umuduyla kullanılabilir. Tedaviye günde 4 defa, 50 mg ile başlanabilir ve 2-3 hafta içinde doz günde 3 defa 1'er grama yükseltilir. Faydalı etki bu yüksek dozda belirgin olur. Cholestyramine ile birlikte kullanılınca hiperkolesterolemide oldukça başarılı sonuç alınabilir. Ancak yan etki sıktır. Vazodilatasyon etkisiyle de hastaya sıkıntılı anlar yaşatabilir, mide şikayetlerine neden olabilir. Karaciğer için zararlı etki gösterebilir. Kanda ürik asit seviyesini artırabilir. Şizofrenide ve zeka geriliklerinde de denenmiştir, ama hiçbir faydası olmamıştır.
Ecz.Nurdan Şahin / Eczacininsesi.com
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi.
Eczacılar tarafından, ilaçların eczaneye kabulü sırasında İlaç Takip sistemi üzerinden sorgulama yapılmakta.
Kış boyunca cildinizin sağlıklı, nemli ve esnek kalmasını sağlamak için birkaç küçük adım atabilirsiniz. İşte kış aylarında cilt sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler:
’Reçete’de’ Obezite
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ü ve Cumhuriyetimizin bütün kurucularını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.