E Vitamini

E Vitamini

E Vitamini

E vitaminin normal beslenmede eksikliğine rastlanmıyor.

Nasıl bulunmuş?

Nelerde bulunuyor?

Kullanım alanları neler?

E vitamini 1922'de, beslenme ile doğurganlık arasındaki ilişkiyi araştıran Evans ve Bishop tarafından bulundu. Aylarca E vitamininin olmadığı bir beslenmeye tabi tutulan dişi fareler, fetus emiliminden dolayı doğurganlık kaybına uğradı. Bu, beslenmelerine az miktarda taze hıyar, beyaz tohum ya da kurutulmuş alfalfa yaprakları eklenerek önlendi. Başlangıçta E vitamini terimi, doğurganlığı sürdürmek için gerekli olan ve bitkilerden elde edilen bir lipid ekstraktını tarif ediyordu. Sonraları, E vitamini aktivitesi gösteren 4 tokoferol ve 4 tokotrienolden ibaret 8 bileşik bulundu. Tokoferoller izole edildi ve ilk kez 1930'ların sonlarında tanımlandı; tokotrienoller de yaklaşık 25 yıl sonra tanımlandı.

Tokoferol E vitaminiyle eş anlamlı hale gelmiştir ve insan ve hayvan dokularındaki predominant şekli olduğundan asıl araştırma konusu olmuştur.

Vitamin E yağda çözünen bir vitamin olup, ince barsaklardan absorpsiyonu safra mevcudiyetine bağlıdır. Yağ absorpsiyonunu etkileyen şartlar hem vitamin E hem de diğer yağda çözünen vitaminlerin absorpsiyonunu etkiler. Vitamin E büyük oranda lipoproteinlerle birlikte kan dolaşımına geçer. Başlıca vücut yağları, adaleler ve karaciğerde depolanır. Fazlası feçesle atılır.

E Vitamini  Kaynakları

En iyi E vitamini kaynakları doymamış yağ asidi  içeren bitkisel  yağlar (Ayçiçeği, mısır,soya fasulyesi yağları), 
Tohumlar, kabuklu  çerezler  ve  tam  tahıllar.
Süt, Yumurta, Karaciğer  
Kuşkonmaz, avokado, çilek, kiraz, böğürtlen, yeşil yapraklı sebzeler

E Vitamini derin dondurucuda etkisini kaybeder.

Günlük Önerilen Miktar

GRUP                                                    I.U
 0– 1 yaş                                               4.5–6
1– 10 yaş                                             9– 10,5
 >11 yaş erkekler                                     15
>11 yaş bayanlar                                     12
Hamileler                                                 15
Emzirenler                                               18

Eksiklik ve Fazlalıkları

Günlük besinler içinde yeterli miktarda bulunduğundan yetersizlik belirtilerine insanlarda sıklıkla rastlanmamaktadır.
Erişkinlerde E vitamini eksikliğinde, sinir hücre hasarı, kas güçsüzlüğü, denge bozukluğu, istemsiz göz hareketleri, kansızlığa yol açan eritrosit bozuklukları görülür. 
Prematüre    yeni   doğanlarda   E   vitamini   eksikliği   hemolitik   anemi   ve   retrolental  fibroplazi olarak bilinen göz bozukluklarına yol açar.

E vitamini eksikliği nadir görülürmekle birlikte şu dört koşulda E vitamini eksikliği sık görülür:

  • Çölyak  hastalığı,  kistik  fibrozis  ve  post  gastrektomi  sendromu  gibi  yağ  emiliminin  bozulduğu durumlar.
  • Pre-matüre yeni doğanlar
  • Orak hücreli anemi, talesemi gibi kalıtsal eritrosit bozuklukları
  • Hemodiyalize giren hastalar.

Deney hayvanlarında E vitamini eksikliği kısırlığa, kalp ve diğer kaslarda yorgunluğa, karaciğer hastalıklarına, kırmızı kan hücrelerinin kolayca parçalanmasına neden olmaktadır.

Aşırı alındığında zararlı etkisi görülmemiştir.

Faydaları

E vitamini, bağışıklık sisteminin düzgün çalışmasında, bozulan hücre genetik yapısının onarımında ve hücre yapılarının korunmasında rol oynayan güçlü bir antioksidandır.

Gelişmekte olan teknoloji, çevre kirliliği, sigara, UV ışınları gibi pek çok etken sürekli olarak çeşitli toksik maddelerle karşı karşıya kalmamıza neden olmaktadır. Bu etkiler kendini serbest radikal oluşumuyla göstermektedir. Yüksek derecede reaktif olan serbest radikaller farklı moleküller ile kolayca reaksiyona girebilir ve böylece hücrelere, canlıya zarar verebilir. E vitamini, hücre zarında bulunan, çevresel etkenler veya vücudun normal metabolik reaksiyonları sonucu oluşan serbest radikallerin elimine edilmesinde rol alan antioksidan maddelerden biridir. Antioksidan maddeler serbest radikallere karşı etki göstererek dokuların oksidasyon nedeniyle zarar görmesini engeller, hücrelerin oluşabilecek zararlardan korunmasına ve hücre yıkımının azalmasına yardımcı olurlar.

E vitamininin kan pıhtılaşmasını, damar sertliğini, koroner kalp hastalığını, kanseri ve enflamasyonu engelleyici etkilerinin olabileceğine yönelik çalışmalar bulunmaktadır. Sinir hücrelerini koruyucu etkisi de bulunmaktadır. Bazı araştırmalar Alzheimer gibi dejeneratif hastalıklarda koruyucu etkisinin olabileceğini göstermektedir.

İnsüline bağımlı şeker hastalığında, doğumsal hematolojik hastalıklarda (Akdeniz anemisi, orak hücreli anemi veya G6PD enzim eksikliğine bağlı gelişen anemi gibi), dializ hastalarında görülen kansızlıkta, kesik topallama (intermittent claudication), erkek kısırlığının bazı tiplerinin tedavisinde, adet öncesi gerginliğin giderilmesinde ve bağışıklık sistemini güçlendirmede ek tedavi olarak yararlı olduğuna dair çalışmalar bulunmaktadır.

Etkileşimler

E vitamininin antikoagülan ve östrojen alan hastalarda kanama zamanını uzatabileceği (K vitamininin kanın pıhtılaşması ile ilgili fonksiyonu üzerindeki antagonistik etkisi nedeni ile) bildirilmiştir. Ancak bu etkinin klinik önemi bilinmemektedir. Oral kontraseptif kullanan kadınlarda, pıhtılaşma bozukluğu defekti olanlarda, yüksek doz antikoagülan tedavisi görenlerde, K vitamini eksikliği olanlarda çok dikkatle alınması gerekir.

Demir eksikliği anemisinde demir preparatlarına karşı oluşan hematolojik yanıtı olumsuz yönde etkileyebilir.

E vitamini, C vitamini ve selenyum gibi diğer antioksidanlarla etkileşir. 

Ayrıca aspirinin trombosit agregasyonunu baskılamasını artırabilir.

 

Ecz.Nurdan ŞAHİN / Eczacininsesi.com

DİĞER HABERLER
Neden D3 Vitamini ?
İyi Bayramlar..
Sağlıklı Yaşamın Formülü
Concorde Sendromu
Yaşa Bağlı İşitme Azlığı
Down Sendromlu Bireyler
Ruh Sağlığınız İçin Denge Şart
Gençleşmek Çok Kolaymış
Çocuklar Neden Yemek Seçer?
Doktor Yerine Aktara Gidenler İçin Hayati Uyarı
Sahte Gıda Takviyelerindeki Tehlike
Kutlu Olsun...
Prostat Kanseri
6 Portakal Mucizesi
Hangi Vitamin ve Neden?
Vajinal Mantar
Kalp Hastalıklları
Romatizma ve Belrtileri
Mide Yanması Nedir?
Hastalıktan Nasıl Korunurum
Sinüzit nedir?
Yüksek Ateşte Kaçınılması Gereken 7 Hata
Kuru Meyvelere Dikkat!
Çocuklarda Gastrit ve Ülser
Kuru Ciltlere Özel Doğal Savaşçılar!
Gripten Korunmanın Yolu
Bütün Mesele Direncimiz!
Mutlu Yıllar!
Diyabette Bunama Riski
Mucizevi Besin Dağ Çileği

En Çok Okunanlar


Gençleşmek Çok Kolaymış

Yürümek pek çok kişi için yaşamın her anında bir yerlere yetişme telaşıyla sık sık başvurulan bir yöntem. Bu yol, aslında daha sağlıklı bir hayatın da anahtarı.

Yaşa Bağlı İşitme Azlığı

Yaşın ilerlemesiyle birlikte işitmede ve bilişsel becerilerde değişiklikler ortaya çıkmaya başlıyor. Tıbbi hastalıklar, psikolojik faktörler, görme ve işitme bozuklukları gibi duyusal eksiklikler yaşa bağlı bilişsel gerilemeyi hızlandırabiliyor.

Sağlıklı Yaşamın Formülü

Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor.