Koronavirüs Hastalarına Nutrisyonel Destek

Koronavirüs Hastalarına Nutrisyonel Destek

KORONAVİRÜS HASTALARINDA NUTRİSYONEL DESTEK

 

Enfeksiyonun kontrolünde öncelikli hedefimiz yeterli sıvı alımının sağlanması olmalıdır. Semptomların başlangıcında su, meyve suları, çay, çorbalar gibi sıvıların kullanımının artırılması önemlidir. Çünkü sıvı besinlerin hazmedilmesi için gerekli olan enerji miktarı daha azdır ve böylelikle vücut sahip olduğu enerjinin büyük bir kısmını virüsle savaşmak için kullanabilir. Aynı zamanda sıvılar, vücut sekresyonlarının viskozitesini azaltarak atılımlarını kolaylaştırır ve boğaz ağrısını rahatlatıcı özelliklere de sahiptir. Hastalıkla mücadelede vücuda destek olan diğer bileşenler arasında C vitamini, B6 vitamini, E vitamini, D vitamini, çinko, magnezyum, selenyum ve omega-3 yağ asitleri bulunmaktadır. İmmün sistem hücreleri yapılarında C vitamini içermektedir, hastalık ile savaşma sırasında bu hücrelerin aktivitesindeki artış, C vitaminine olan ihtiyacı artırır bu sebeple uzmanlar immün sistemi güçlendirmek ve hastalık proflaksisi için kullanımının artırılması yönünde görüş bildirmektedir.

Günlük Enerji İhtiyacı

Hastaların beslenme düzeni kg başına 20-25 kcal olacak şekilde ayarlanmalıdır, eğer yüksek ateş mevcut ise her 1 derecelik artışa %13 kcal ekleme yapılmalıdır. Kilolu hastalarda kg başına 20 kcal enerji sağlanması yeterli olacaktır.

Yağların Tüketimi

İmmün sistem aktivitesinin azalmaması için her gün alınan enerjinin %25-30’u yağlardan karşılanmalıdır. Kanola yağı, zeytinyağı gibi omega-3 yönünden zengin ve E vitamini içeren yağların kullanımı avantajlıdır.

Protein Tüketimi

Kg başına 1,2-2 gr olacak şekilde protein tüketimi önerilmektedir. Akut böbrek hasarı olan hastalarda bu dozun aşılmamasına dikkat edilmelidir, kronik böbrek hastalarında protein tüketimi ise kg başına 0,8-1 g ile sınırlandırılmalıdır.

Karbonhidrat Tüketimi

Yağlar ve proteinlerin miktarı belirlendikten sonra geri kalan enerjinin elde edileceği kaynak karbonhidratlar olmalıdır. Günde 20-30 g lif kullanımı yeterli olacaktır ancak hastanın eşlik eden hastalıklarının değerlendirilmesi önemlidir zira her hastanın durumu bu miktarlarda lif kullanımına uygun olmayabilir.

Sıvı İhtiyacı

16-30 yaş arası hastalarda kg başına 40 ml,

30-55 yaş arası hastalarda kg başına 35 ml,

55-75 yaş arası hastalarda kg başına 30 ml,

75 yaş üstü hastalarda kg başına 25 ml sıvı tüketimi önerilmektedir.

Her 1 derecelik ateş artışına 100-200 ml sıvı tüketimi ilave edilmelidir.

Elektrolit seviyeleri, alınan sıvının atılımı ve vücuttaki ödem durumuna bağlı olarak bu miktarlarda değişiklik yapılması gerekebilir.

Fosfor

Hipofosfatemi, hastalarda bir kas hastalığı olan Rabdomiyaliz ve kas zayıflığına yol açmaktadır bu nedenle hastalarda düşük fosfor seviyelerinden kaçınılmalıdır.

Potasyum

Kan gazı değerlerindeki bozulma ve aynı anda uygulanan ilaç tedavileri serum potasyum düzeylerinde düşüşe yol açmaktadır bu yüzden potasyumu dengelemek hayati öneme sahiptir.

Magnezyum

Hastaların çoğunda zaten magnezyum yönünden açık bulunmaktadır. Son araştırmalar magnezyum tüketimi ve viral enfeksiyonlar arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Günlük 400 mg magnezyum tüketimi gereklidir, kuruyemiş ve kuru baklagillerin diyete daha çok dahil edilmesi ile bu eksikliğin önüne geçilebilir.

Demir

Günlük demir ihtiyacı, hasta bireylerde sağlıklı bireylerden farklı değildir ve vücuda alımının takviyeler yoluyla değil diyet ile sağlanması daha sağlıklıdır fakat hastada anemi var ise takviyeler yoluyla tedavi edilmesi şarttır.

Omega-3 Yağ Asitleri

Omega-3 yağ asitlerinin yüksek dozda ve bolus olarak uygulanması tavsiye edilmemektedir, diyet yoluyla bu ihtiyacı karşılayabilen hastalarda takviye gereksinimi yoktur ancak eksikliği olan hastalarda kg başına günlük 0,1-0,2 g EPA ve DHA karışımı takviyesi önerilmektedir.

C Vitamini

Hastanın diyeti C vitamini yönünden zengin olmalıdır. Yeteri kadar C vitamini tüketemeyen hastalarda ise 1 gr C vitamini ile birlikte 1000 ünite E vitamininin kombine olarak kullanılması immün sistem açısından fark edilebilir düzeyde bir iyileşme sağlamaktadır.

D Vitamini

İmmün sistemin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için D vitamininin önemi tartışmasızdır. Eğer hastada eksikliği mevcut ise normal düzeylere getirilmesi şarttır. D vitamini düzeyi serumda 25 (OH) Dolarak ölçülmektedir.

25 (OH) D3, 12 ng/ml’den düşük ise bireyde eksikliği var demektir. 6-8 haftaya kadar haftalık 50.000 ünite, devamında ise günlük 800 ünite olacak şekilde takviyesi gereklidir.

25 (OH) D3, 12-20 ng/ml aralığında bulunuyorsa günlük 800-1000 ünite verilmelidir.

25 (OH) D3, 20-30 ng/ml aralığında bulunuyorsa günlük 600-800 ünite verilmelidir.

Oral olarak alınan düşük ve tekrarlanan dozlar serum 25 (OH) Dseviyelerini yükseltmekte, IV uygulanan tek ve yüksek bir doza göre daha başarılı sonuçlar vermektedir.

Probiyotikler

Prebiyotik ve Probiyotiklerin birlikte kullanımının solunum sistemi enfeksiyonlarında koruyuculuğunun rol oynadığı iddia edilmektedir. Probiyotiğin dansitesinin 10CFU olması ve içeriğinde Lactobacillus ile birlikte Bifidobacterium içermesi seçimi açısından en önemli hususlardan biridir. Hastada antibiyotikle ilişkili ishal mevcut ise Saccharomyces boulardii içeriğine sahip probiyotik kullanılması doğru olacaktır.

 

 

Dyt. Ecz. Neda TANER/ Eczacininsesi.com

DİĞER HABERLER
Onları Unutmayalım
Reçete Yeni Bölüm
Alerji Salgını
Isı Stresi Uyarısı
Yüksek Tansiyon Hastalarına Uyarı
Sıcak Havalara Dikkat!
’Reçete’de’ Yeni Bölüm
Kutlu Olsun...
Kalp Hastaları Yaz Tatilinde Dikkat!
’Reçete’de’ Burun Estetiği ve Kepçe Kulak Operasyonu
Cildin Koruyuculuğu Azalıyor
Sağlık Sohbetleri Reçete Yayında!
’Reçete’de’ Göz Kuruluğu
Pasif Agresif Kişilik Bozukluğu
’Reçete’ Çocuklarda Ateş Nasıl Düşürülür?
Güneş Yanığına Dikkat
Klima Çarpması Nedir?
Yaz İshali ve Korunma Yöntemleri
Güneş Alerjisi ve Belirtileri
Deniz ve Havuzda Hastalıklara Dikkat
İyi Bayramlar!
İlaç Kötüye Kullanımı Bağımlılığı
Nioli Yağı ve Faydaları
’Reçete’ de Güneş Yanıkları
’Reçete’ Youtube’ da Yayında!
Magnezyum Nedir?
Tiroid Bezi
Sahte Güneş Gözlüklerine Dikkat!
Kutlu Olsun...
Nöropatik Ağrı

En Çok Okunanlar


Pasif Agresif Kişilik Bozukluğu

Kişinin hissettiği olumsuz duyguları açıkça dile getirmek yerine dolaylı yoldan ifade etmesi Pasif-agresif kişilik bozukluğu olarak tanımlanır