’Reçete’de’ Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
KORONAVİRÜS HASTALARINDA NUTRİSYONEL DESTEK
Enfeksiyonun kontrolünde öncelikli hedefimiz yeterli sıvı alımının sağlanması olmalıdır. Semptomların başlangıcında su, meyve suları, çay, çorbalar gibi sıvıların kullanımının artırılması önemlidir. Çünkü sıvı besinlerin hazmedilmesi için gerekli olan enerji miktarı daha azdır ve böylelikle vücut sahip olduğu enerjinin büyük bir kısmını virüsle savaşmak için kullanabilir. Aynı zamanda sıvılar, vücut sekresyonlarının viskozitesini azaltarak atılımlarını kolaylaştırır ve boğaz ağrısını rahatlatıcı özelliklere de sahiptir. Hastalıkla mücadelede vücuda destek olan diğer bileşenler arasında C vitamini, B6 vitamini, E vitamini, D vitamini, çinko, magnezyum, selenyum ve omega-3 yağ asitleri bulunmaktadır. İmmün sistem hücreleri yapılarında C vitamini içermektedir, hastalık ile savaşma sırasında bu hücrelerin aktivitesindeki artış, C vitaminine olan ihtiyacı artırır bu sebeple uzmanlar immün sistemi güçlendirmek ve hastalık proflaksisi için kullanımının artırılması yönünde görüş bildirmektedir.
Günlük Enerji İhtiyacı
Hastaların beslenme düzeni kg başına 20-25 kcal olacak şekilde ayarlanmalıdır, eğer yüksek ateş mevcut ise her 1 derecelik artışa %13 kcal ekleme yapılmalıdır. Kilolu hastalarda kg başına 20 kcal enerji sağlanması yeterli olacaktır.
Yağların Tüketimi
İmmün sistem aktivitesinin azalmaması için her gün alınan enerjinin %25-30’u yağlardan karşılanmalıdır. Kanola yağı, zeytinyağı gibi omega-3 yönünden zengin ve E vitamini içeren yağların kullanımı avantajlıdır.
Protein Tüketimi
Kg başına 1,2-2 gr olacak şekilde protein tüketimi önerilmektedir. Akut böbrek hasarı olan hastalarda bu dozun aşılmamasına dikkat edilmelidir, kronik böbrek hastalarında protein tüketimi ise kg başına 0,8-1 g ile sınırlandırılmalıdır.
Karbonhidrat Tüketimi
Yağlar ve proteinlerin miktarı belirlendikten sonra geri kalan enerjinin elde edileceği kaynak karbonhidratlar olmalıdır. Günde 20-30 g lif kullanımı yeterli olacaktır ancak hastanın eşlik eden hastalıklarının değerlendirilmesi önemlidir zira her hastanın durumu bu miktarlarda lif kullanımına uygun olmayabilir.
Sıvı İhtiyacı
16-30 yaş arası hastalarda kg başına 40 ml,
30-55 yaş arası hastalarda kg başına 35 ml,
55-75 yaş arası hastalarda kg başına 30 ml,
75 yaş üstü hastalarda kg başına 25 ml sıvı tüketimi önerilmektedir.
Her 1 derecelik ateş artışına 100-200 ml sıvı tüketimi ilave edilmelidir.
Elektrolit seviyeleri, alınan sıvının atılımı ve vücuttaki ödem durumuna bağlı olarak bu miktarlarda değişiklik yapılması gerekebilir.
Fosfor
Hipofosfatemi, hastalarda bir kas hastalığı olan Rabdomiyaliz ve kas zayıflığına yol açmaktadır bu nedenle hastalarda düşük fosfor seviyelerinden kaçınılmalıdır.
Potasyum
Kan gazı değerlerindeki bozulma ve aynı anda uygulanan ilaç tedavileri serum potasyum düzeylerinde düşüşe yol açmaktadır bu yüzden potasyumu dengelemek hayati öneme sahiptir.
Magnezyum
Hastaların çoğunda zaten magnezyum yönünden açık bulunmaktadır. Son araştırmalar magnezyum tüketimi ve viral enfeksiyonlar arasında bir ilişki olduğunu göstermektedir. Günlük 400 mg magnezyum tüketimi gereklidir, kuruyemiş ve kuru baklagillerin diyete daha çok dahil edilmesi ile bu eksikliğin önüne geçilebilir.
Demir
Günlük demir ihtiyacı, hasta bireylerde sağlıklı bireylerden farklı değildir ve vücuda alımının takviyeler yoluyla değil diyet ile sağlanması daha sağlıklıdır fakat hastada anemi var ise takviyeler yoluyla tedavi edilmesi şarttır.
Omega-3 Yağ Asitleri
Omega-3 yağ asitlerinin yüksek dozda ve bolus olarak uygulanması tavsiye edilmemektedir, diyet yoluyla bu ihtiyacı karşılayabilen hastalarda takviye gereksinimi yoktur ancak eksikliği olan hastalarda kg başına günlük 0,1-0,2 g EPA ve DHA karışımı takviyesi önerilmektedir.
C Vitamini
Hastanın diyeti C vitamini yönünden zengin olmalıdır. Yeteri kadar C vitamini tüketemeyen hastalarda ise 1 gr C vitamini ile birlikte 1000 ünite E vitamininin kombine olarak kullanılması immün sistem açısından fark edilebilir düzeyde bir iyileşme sağlamaktadır.
D Vitamini
İmmün sistemin fonksiyonlarını yerine getirebilmesi için D vitamininin önemi tartışmasızdır. Eğer hastada eksikliği mevcut ise normal düzeylere getirilmesi şarttır. D vitamini düzeyi serumda 25 (OH) D3 olarak ölçülmektedir.
25 (OH) D3, 12 ng/ml’den düşük ise bireyde eksikliği var demektir. 6-8 haftaya kadar haftalık 50.000 ünite, devamında ise günlük 800 ünite olacak şekilde takviyesi gereklidir.
25 (OH) D3, 12-20 ng/ml aralığında bulunuyorsa günlük 800-1000 ünite verilmelidir.
25 (OH) D3, 20-30 ng/ml aralığında bulunuyorsa günlük 600-800 ünite verilmelidir.
Oral olarak alınan düşük ve tekrarlanan dozlar serum 25 (OH) D3 seviyelerini yükseltmekte, IV uygulanan tek ve yüksek bir doza göre daha başarılı sonuçlar vermektedir.
Probiyotikler
Prebiyotik ve Probiyotiklerin birlikte kullanımının solunum sistemi enfeksiyonlarında koruyuculuğunun rol oynadığı iddia edilmektedir. Probiyotiğin dansitesinin 106 CFU olması ve içeriğinde Lactobacillus ile birlikte Bifidobacterium içermesi seçimi açısından en önemli hususlardan biridir. Hastada antibiyotikle ilişkili ishal mevcut ise Saccharomyces boulardii içeriğine sahip probiyotik kullanılması doğru olacaktır.
Dyt. Ecz. Neda TANER/ Eczacininsesi.com
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Eczacılar tarafından, ilaçların eczaneye kabulü sırasında İlaç Takip sistemi üzerinden sorgulama yapılmakta.
Hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi.
Kış boyunca cildinizin sağlıklı, nemli ve esnek kalmasını sağlamak için birkaç küçük adım atabilirsiniz. İşte kış aylarında cilt sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler:
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ü ve Cumhuriyetimizin bütün kurucularını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
’Reçete’de’ Obezite