’Reçete’de’ Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
İster Pandeminin etkisiyle, ister yaşam döngüsünde yuvarlanırken zaman zaman ruhsal, zihinsel ve fiziksel dengemiz bozulabilir. Bu dengeyi korumaya, hastalıklara yakalanma riskini azaltmaya hatta iyileşme süresini hızlandırmaya yardımcı olan benim vazgeçilmezim “Aromaterapi” konusuna hep beraber göz atıp eksiklerimizi tamamlayalım.
Aromaterapi Nedir?
Aromaterapi (koku tedavisi), uçucu yağların farklı etken madde gruplarının etkilerinden yararlanmak suretiyle ve özellikle; soğuk algınlığı, stresle mücadele, uyku düzenleyici, bağışıklık sistemini uyarıcı olmak üzere uygulamaları olan, modern fitoterapinin bir bölümüdür. Aromaterapiyi kelime anlamı olarak en doğru şekilde Fransız hekim Rene Gattefosse 20. yüzyılın başında tanımlamıştır. Latince aroma=koku, therapy=tedavi kelimelerinden oluşan koku ile tedavi anlamına gelir. Evet “koku” aromaterapinin çok önemli bir parçasıdır fakat yarattığı o ruhsal ve fiziksel iyilik hali sadece koku ile sınırlı değildir.
Uçucu yağlar, tıbbi olarak kabul edilen kokulu bitkilerin tamamından veya çiçek, kök, yaprak, dal, tohum, reçine ve meyve gibi bitkinin farklı organlarındaki özel hücrelerde biriken özellikle terpenik yapıda olan, doğal maddelerdir ve eczacılıkta “drog” yani ilaç hammaddesi olarak kabul edilir. Uçucu yağların bulunduğu bazı örnekler şunlardır: çiçek (gül, yasemin), kabuk (narenciye, portakal, limon), yaprak (defne, ıtır, adaçayı), yumru (zencefil, süsen), reçine (çam, sığla veya günlük ağacı) ve odun (sedir).
Bu uçucu yağlar bitkiye hayat ve koku veren yani can katan bileşenlerdir. Bitkinin konuşan kalbi ve ruhu olarak anlatılan bu yağların faydaları, Antik Mısır, Çin, Hindistan, Pers, Yunan ve Roma dönemlerinden beri, hem tıbbi amaçlar hem de kozmetik amaçlar için keşfedilmiş ve kullanılmıştır. O gün bu gündür kadim tıp ve modern tıp ışığında esansiyel yağlar insanlığın hizmetindedir.
Aromaterapi uçucu yağların, kişinin sağlıklı ve iyi olma halini destekleme amacı ile sistematik ve belirli bir disiplin dahilinde kontrollü kullanımıdır.
Ayrıca;
Sağlığımızı her yoldan geçene emanet etmeyelim;
Biz eczacılar, eczacılık fakültesine başladığımız andan itibaren, kimyasal ilaç ve tıbbi bitkilerin uzmanı olacak şekilde eğitiliyoruz.
Bitkilerin yapılarını, metabolitlerini, tedavide kullanıma uygun olan ve olmayan içeriklerini, hangi dozda, hangi hazırlama ve uygulama şekliyle sunulacağını ayrıntılı şekilde öğrenen tek meslek grubu eczacılıktır.
Aromaterapi veya Fototerapi eğitimi almış olan hekimler, teşhisi koyulan vakalar için, en uygun reçeteyi yazıp eczacıya yönlendirir.
Hastalıkta, ister kimyasal ister bitkisel uygulanacak her türlü tedavi hekim ve eczacı birlikteliği ile yürütülür.
Aromaterapi kişinin rahatsızlığına göre doktorun veya eczacının uygun gördüğü inhalasyon, dâhilen ve haricen gibi çeşitli uygulamalarla kullanılabilir. Uygulama şekilleri dünyanın farklı yerlerinde ve kültürlerinde değişkenlik gösterebilir. Tedaviyi uygulayacak uzmanların kendilerine göre farklı seçenek ve kombinasyonları da olabilir.
Ne yazık ki ülkemizde aromaterapi, daha çok kozmetik ve masajla gündeme gelmiş, tedavi amaçlı kullanımı yıllarca alternatif tıp olarak bilinmesine karşın, piyasada doğal ve katıksız tıbbi yağ bulmamızda zorluk çektiğimizden dolayı, çoğu doktorlar tarafından pek reçete edilmediğinden, hekim ve eczacılar dışında yani bu işin ehli olmayan kişilerce suiistimal edilmiştir.
Sentetik yağların sadece “kokusu” var
Unutmayalım lütfen, aromaterapi, sadece doğal yaşam kaynaklarından elde edilen katıksız bileşiklerle çalışır, hatta normalde kullanılması yasaktır.
Tipik bir örnek vermek gerekirse, Thymus vulgaris (bodur kekik, adi kekik) uçucu yağında bulunan “timol” maddesi, doğal bir fenolik maddedir. Yapısında ek bir zincir vardır. Ancak sentetik olan saf fenol maddesi ise toksiktir. Doğal olan timol ise düşük dozlarda çok iyi bir sekrolitiktir. Özellikle bu etkisi nedeniyle akciğerlerden mukus atılımını sağlayıp ve gösterdiği antiseptik etkisiyle birlikte virüsün süratle vücuttan atılımını gerçekleştirerek sağaltımı sağlar. Bu sebeple covid-19 döneminin vazgeçilmezi olmuştur. Fakat sentetik timol, toksik fenolik bir madde olup tedavi edici etki kesinlikle göstermediği gibi ciddi sorunlara yol açabilir.
Özet olarak;
İster bitkisel veya kimyasal ilaç olsun ister vitamin mineral gibi gıda takviyeleri olsun ras tgele sağdan soldan toplama bilgilerle değil, eczacıya mutlaka danışarak rotamızı çizelim lütfen olur mu?
Kaynak
Ecz. Sara POUR
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Çağatay Çifteri Meme Kanseri: Erken Teşhiste %100 Başarı
Eczacılar tarafından, ilaçların eczaneye kabulü sırasında İlaç Takip sistemi üzerinden sorgulama yapılmakta.
Hastaların, doktorlarının verdiği tedavi planına ve ilaç kullanımına harfiyen uymaları gerektiğini söyledi.
Kış boyunca cildinizin sağlıklı, nemli ve esnek kalmasını sağlamak için birkaç küçük adım atabilirsiniz. İşte kış aylarında cilt sağlığınızı korumak için yapmanız gerekenler:
Büyük önderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ ü ve Cumhuriyetimizin bütün kurucularını sevgi, saygı ve minnetle anıyoruz.
’Reçete’de’ Obezite