İyota Genel Bakış

İyota Genel Bakış

Ecz. Şahin Altıntaş

Periyodik cetvelden aşina olduğumuz pek çok element gibi iyot da aslında “ cetvelin 53 numaralı elementidir, sembolü I, atom ağırlığı 126.9’durdan “ çok daha fazlasıdır. Vücudun kendi kendine sentezleyemediği ancak trilyonlarca hücremizin hepsinde bulunan bu element tiroid ve diğer hormonların üretimi ya da enerji metabolizmasındaki görevleri yanı sıra bağışıklık sisteminin doğal fonksiyonuna katkıda bulunması ve özellikle anti kanser etkisi yapılan pek çok çalışma ile de kanıtlanmış kıymetli bir takviyedir.

İyot hakkında yayınlanan 1948 yılındaki makalede fareler üzerinde yapılan bir araştırmadan bahsedilmiş ve günlük 2 mg üzerindeki dozun tiroid hormon salınımını durdurduğu bu gerekçe ile de tedavi protokollerinden kaldırılması gerektiği savunulmuş peşi sıra iyot kullanımından vazgeçilmiş ve bu pek çok antibiyotiğin geliştirilmesine yol açmıştır. 200 yılı aşkındır hayatımızda olan iyot ve lügolün Tıbbi tedavilerde neden gözden düştü ya da düşürüldü bu ayrı bir tartışma ve araştırma konusu olmakla birlikte hangisinin sebep ya da sonuç olduğu bilinmeksizin başta meme kanseri olmak üzere tiroid, yumurtalık ve prostat kanserlerindeki düşük iyot seviyeleri göze çarpmakta ve replasman ile oldukça olumlu sonuçlar alınmaktadır. Günümüzde iyot tüm bunların yanında metal detoksifikasyonu yaptığı için de oldukça önemlidir ki ; Kronik hastalıkların sebep olduğu kronik enflamasyonlar ve çevredeki radikaller iyot eksikliğinin başlıca sebepleri arasındadır.

1900’lü yılların ilk yarısında hususi olarak iyotlu ekmekler tüketilmiş olsa da günümüzde Dünyada ve ülkemizde başlıca iyot kaynağı iyotla zenginleştirilmiş sofra tuzlarıdır lakin son dönemde popülerleşen kaya tuzlarının kullanımı iyot yetersizliği ve peşi sıra oluşacak rahatsızlıklar için risk taşımaktadır. istatistikler son 40 yılda iyot seviyelerinin yüzde 50 düştüğünü göstermektedir. Eksikliğinde kuru ve sert cilt, fazla üşüme , sebepsiz kilo alımı , yorgunluk gibi belirtiler gösteren ve bilinçsel fonksiyonların henüz anne karnında fetüs ikenden başlayıp sağlıklı çalışmasında rol alan iyot DSÖ tarafınca önlenebilir zeka geriliğinin giderilmesinde faydası olan başlıca elementtir. Otoritelerce günlük doz olan 12 mg ile başlanması sabah saatlerinde mümkünse 100 mikrogram selenyum ve boş bir mide ile ve kesinlikle C vitamini veya C vitaminince zengin besinlerle arasında 2-3 saat olmasına dikkat ederek kullanılması tavsiye edilmektedir. Bununla beraber yarım saat sonrası yapılacak bir kahvaltı iyotun sebep olabileceği mide bulantısını azaltacaktır.

Vücudun normal işleyişine devam etmesi, metabolizmanın düzenlenmesi ve hormonal dengenin korunması günümüzde bozulan gıda içerikleri ile zorlaşmıştır.gebelik, kronik hastalıklar gibi fizyolojik durumlara veya yaşanılan coğrafi bölgeye bağlı olarak dengeli beslenmeye rağmen vitamin ve mineral eksiklikleri görülebilmektedir ki yağışlarla fazlaca yıkanan toprakta yetişen makro ve mikro besin elemenlerinde iyot hiç yok denecek kadar azalmakta ve bu durumda iyot içeren takviye kaçılnılmaz olmaktadır. Her şeyde olduğu gibi “ ilaç ile zehiri ayıran dozdur “prensibi iyot tedavisi için de gerçektir ancak doktor ve eczacı gözetiminde ayarlanacak tedavi protokolünün de şifası muhakkaktır.

 

Ecz. Şahin Altıntaş

 

DİĞER HABERLER
Onları Unutmayalım
Reçete Yeni Bölüm
Alerji Salgını
Isı Stresi Uyarısı
Yüksek Tansiyon Hastalarına Uyarı
Sıcak Havalara Dikkat!
’Reçete’de’ Yeni Bölüm
Kutlu Olsun...
Kalp Hastaları Yaz Tatilinde Dikkat!
’Reçete’de’ Burun Estetiği ve Kepçe Kulak Operasyonu
Cildin Koruyuculuğu Azalıyor
Sağlık Sohbetleri Reçete Yayında!
’Reçete’de’ Göz Kuruluğu
Pasif Agresif Kişilik Bozukluğu
’Reçete’ Çocuklarda Ateş Nasıl Düşürülür?
Güneş Yanığına Dikkat
Klima Çarpması Nedir?
Yaz İshali ve Korunma Yöntemleri
Güneş Alerjisi ve Belirtileri
Deniz ve Havuzda Hastalıklara Dikkat
İyi Bayramlar!
İlaç Kötüye Kullanımı Bağımlılığı
Nioli Yağı ve Faydaları
’Reçete’ de Güneş Yanıkları
’Reçete’ Youtube’ da Yayında!
Magnezyum Nedir?
Tiroid Bezi
Sahte Güneş Gözlüklerine Dikkat!
Kutlu Olsun...
Nöropatik Ağrı

En Çok Okunanlar


Pasif Agresif Kişilik Bozukluğu

Kişinin hissettiği olumsuz duyguları açıkça dile getirmek yerine dolaylı yoldan ifade etmesi Pasif-agresif kişilik bozukluğu olarak tanımlanır