Reçetede Yeni Bölüm
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Sezcan Mümüşoğlu
Yasakları ve kuralları değil, bedeninizi dinleyin. Sağlıklı yaşamın formülü: Sezgisel Beslenme
Sağlıklı yaşam tarzı ve beslenme konusunda gündemde yer alan birçok trend arasından "sezgisel beslenme", kişinin yemekle olan ilişkisini geliştirmeye odaklanan bir yaklaşım olarak ön plana çıkıyor. Bunun ışığında Sofra/Compass Group Türkiye Ülke Diyetisyeni Emel Terzioğlu Arslan, sezgisel beslenmenin hem fiziksel hem psikolojik sağlık üzerindeki etkisi ve nasıl uygulanması gerektiğine dair bilgilerini paylaşıyor.
Günümüzde beslenme konusunda ortaya konulan pek çok trend, kural ve diyet, kişinin bedeninin ihtiyacını anlaması ve doğru beslenme seçimleri yapmasını zorlaştırıyor. Bu sebeple; bedenin doğal sinyallerine ve ihtiyaçlarına odaklanarak beslenme alışkanlıklarını belirleme ve yönlendirme fikrine dayanan sezgisel beslenme, son zamanlarda sağlıklı yaşam ve beslenme gündeminde oldukça önemli bir yer kaplıyor.
Sezgisel beslenme, bedenin fiziksel açlık, doygunluk ve tat alma gibi doğal sinyallerine dikkat ederek beslenme kararları almayı içeriyor. Kişinin bedenine güvenerek açlık ve tokluk hislerini tanıması, beslenme ihtiyaçlarını daha iyi anlamasına ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları geliştirmesine yardımcı oluyor. Bedenle bağlantı kurarak ona saygı göstermeye odaklandığı için sezgisel beslenme, yeme bozukluklarına ve duygusal yeme alışkanlıklarına karşı bir koruyucu faktör olarak da kabul ediliyor.
Sezgisel beslenmenin faydaları nelerdir?
Daha sağlıklı beslenme alışkanlıkları: Sezgisel beslenme, bireylerin gerçekten neye ihtiyaç duyduklarını ve ne kadar yiyecek tüketeceklerini daha iyi anlamalarına yardımcı olur. Bu da sağlıklı beslenme alışkanlıklarını teşvik eder.
Duygusal yeme alışkanlıklarının azalması: Kişiler, stres, üzüntü veya sıkıntı gibi duygusal durumlarla başa çıkmak için yiyecek tüketmek yerine, bedenlerinin gerçek ihtiyaçlarını dinleyerek beslenme kararları almayı öğrenirler.
Daha iyi bağırsak sağlığı: Daha dengeli ve çeşitli bir beslenme yaklaşımı benimseyen kişiler, bağırsak florasının çeşitliliğini artırabilir ve sindirim sistemi sağlığını destekleyebilir.
Daha az diyet stresi: Sezgisel beslenme, sıkı diyet kurallarından kaçınmayı ve yiyeceklerle ilişkimizi daha az stresli hale getirmeyi teşvik eder. Bireyler, kendilerini yasaklanmış veya kısıtlanmış hissetmeden beslenme seçimleri yapabilirler.
Daha iyi zihinsel ve duygusal refah: Bedenin ihtiyaçlarına dikkat etmek ve ona saygı göstermek, kişinin kendine olan güvenini artırabilir ve daha dengeli bir yaşam tarzını teşvik edebilir.
Peki, sezgisel beslenme nasıl uygulanır?
Bedeninizi dinleyin: Yemek yeme sırasında bedeninizin size gönderdiği sinyalleri dinleyin. Gerçekten acıkıp acıkmadığınızı, doyduğunuzu veya ne tür bir yiyeceğe ihtiyaç duyduğunuzu anlamaya çalışın.
Duygusal durumlar esnasında beslenmeyin: Stres, üzüntü veya sıkıntı gibi duygusal durumlar sırasında yiyecek tüketmek yerine, gerçek fiziksel açlık hissinizi ve ihtiyaçlarınızı tanımaya çalışın.
Yavaş ve bilinçli yiyin: Yiyeceklerinizi yavaşça ve dikkatlice çiğneyerek yiyin. Her lokmanın tadını çıkarın ve doyma noktanızı hissedin.
Çeşitli besinler tüketin: Vücudunuzun ihtiyaç duyduğu çeşitli besinleri içeren dengeli bir beslenme planı oluşturun. Renkli meyve ve sebzeler, tam tahıllar, sağlıklı yağlar ve protein kaynakları gibi çeşitli besinler tüketmeye özen gösterin.
Kısıtlama ve yasaklardan kaçının: Sezgisel beslenme, belirli yiyecekleri yasaklamak veya kısıtlamak yerine, her türlü yiyeceği dengeli bir şekilde tüketmeyi teşvik eder. Hiçbir yiyecek "yasak" değildir.
Denge ve esneklik ilkesini benimseyin: Beslenme alışkanlıklarınızda esneklik ve dengeyi ön planda tutun. Her öğünde dengeli beslenmeye çalışın ve kendinizi açık büfede gibi hissettiğinizde veya özel bir etkinlikte olduğunuzda kendinizi suçlu hissetmeyin.
Not alın ve izleyin: Yiyecek alışkanlıklarınızı not alın ve izleyin. Hangi yiyeceklerin size iyi geldiğini, hangilerinin doygunluk sağladığını ve hangilerinin sizi tatmin ettiğini belirlemek için bu bilgileri kullanın.
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Sezcan Mümüşoğlu
Yüksek tansiyon olarak da bilinen hipertansiyon, atardamarlarda kanın normalden daha yüksek basınçla akması sonucu kan basıncının olması gerekenden daha yüksek olması durumudur
Hatalı beslenme alışkanlıklarının ve obezitenin giderek yaygınlaşması nedeniyle kalp hastalıklarının son yıllarda görülme sıklığı 50 yaş altındaki kişilerde giderek artıyor.
Hastalıktan korunmada etkili bir aşının henüz geliştirilmediğini belirten Prof. Dr. Ali Acar, hastalıktan korunmada temel prensibin kişisel koruyucu önlemler olduğunu belirterek bu önlemleri açıkladı.
Erken teşhis kanser tedavilerinde çok önemli rol oynamaktadır. Bu bağırsak kanseri için de geçerli. Bunun içinse dışkıda olabilecek herhangi bir kanama, kanseri teşhis etmede önem arz ediyor.
Moderatör: Ecz. Hakan Gençosmanoğlu Konuk: Prof. Dr. Funda Nuray Yalçın Fitoterapi: Hangi Bitki Ne İçin Kullanılır?